Hazan rüzgarlarında gazel yaprağı gibi
Dağa taşa vurarak savurdu felek beni
Kızgın güneş altında çölün toprağı gibi
Ateşinde yakarak kavurdu felek beni
Dedim kahpe feleğin, acep bana kastı ne
Zehir kattı iç diye,su koyduğum testime
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Hayat rüzgarı öyle bir savuruyor ki aklımız da yetmiyor bazen Yusuf hocam,öğrendik hayat2ı çok şükür dercesine.
Yüreğinize sağlık.Sonsuz saygımla
Yüreğine sağlık üstadım.
İşte yine tam anlamıyla dört dörtlük bir hece şiiri.
Vezin tamam, duraklar yerli yerinde, ayaklarda uyaklarda ses ahengi de mükemmel...
Gönülden kutluyorum bu çok başarılı şiirinizi Yusuf bey,
saygımla, sevgimle,
Ünal Beşkese
*Yaprak gazel olmuş durmuyor dalda
Bu yılda olmazsa gelecek yılda*
******
Canımı yedi felek şu çileli yolda
Çileli başım aman, aman, çileli benim
İnsanı efkar bastığında içinin yankısını var/gücüyle haykırmak ister. İşte Anadolu'nun, bu toprakların duyarlı sesi budur. Şiirler, şarkılar, gazeller... Bir Anadolu çocuğu dertlerini böyle dile getirir.. Sevgilerimle..
Feleğin çemberinden geçmiş, yaşı kemale ermiş üstadımdan güzel bir şiir daha.
Evet, feleğe buluruz her kabahati, oysa birçok hatanın nedeni bizzat kendimiz ve çevremizdir.
Başa gelenlerden insan önce kendisini sorumlu tutmalı, belki de yanlış zamanda ve yanlış yerdeydi, kimbilir?
Kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
saldı dağa taşa fikirlerimi
özde gelecekle oynadı felek
her bir yana savurdu, sevdiklerimi
yine benden yana oymadı felek,,,,,,,,,,,,,,,,,, yüreğin daim olsun değerli abim
Ahh felek zalim felek... Hepimize türlü oyunlar oynuyor değil mi? Yüreğinize sağlık Yusuf Bey, kutluyorum kaleminizi...
Nermin Seyratlı
Yusuf bey, gazelin yaprağı olmaz, olsa olsa yaprak gazel olmuştur ancak, siz öyle uygun gördü iseniz, vardır bir bildiğiniz, bize düşen de kutlamak olur.
Emeğinize sağlık....
Hazan rüzgarlarında gazel yaprağı gibi
Dağa taşa vurarak savurdu felek beni
Kızgın güneş altında çölün toprağı gibi
Ateşinde yakarak kavurdu felek beni
---Yusuf hocam bu şiir bence çok çok kaliteli bir bir şiir ve bestelenecek kadar nefis umarım bir ozan arkadaş bestekar bunu değerlendirir benim ço çok beğenimi aldı sizi ve şiiri kutluyorum saygılar sunuyorum .
Sanırım feleğin hiç başka işi yok da hep aşk acısı çekenlerin üstüne odaklanır ve bütün acıları sırtımıza yükler.Kutlarım Yusuf Bey.Saygılar.
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta