Biri vardı gülüm,
Gölgesi küçücük,
Kocaman bir dağ…
Ne oldu bilmiyorum,
Zemheriydi,
Kar yağmıştı dağa
Sonra çığ…
Sebepsiz miydi bilmem
Başladım ağlamaya.
Gökler eriyordu,
Yerde barut kokusu,
Yüreklerde çiğ…
Güneş, ürkek bir ceylan edasında,
Tesettüre bürünmüş ay,
Bozulmuştu kâinatın dokusu,
Yüzlerinden okunur yıldızların korkusu…
Ağla bulutum, ağla,
Yağmur, sağanak yağ!
Yangından arta kalmış orman kadar çıplak
Puştluğu âlemin.
Utancından kızardı toprak…
Sobadan zehirlenmiş bir anne ve kızı,
Haykırdı ortaya farkımızı;
Biri ölü, biri sağ…
Biri vardı gülüm,
Hasan’dı adı…
Yaşadığı kadar yaşamadı.
Söylerken kursağıma takılıyor sözcük, öldü…
Ne tuhaftır ölüm,
Amansız…
Ne zaman gelirse gelsin zamansız.
Kalbi titreyen her can,
Gözyaşına boğuldu.
Ey barut kokusunu gül sanan kansız!
Hesaplaş geçmişinle,
Şerefinle doğ!
Kayıt Tarihi : 3.7.2011 19:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)