Anımsa çakıl taşlarına bakar sonra donardı ellerimiz
Koy’un susuşayla oracıkta
Yan yana kalmanın erişilemezliği içinde
Sahi…
Kireçlenirse pozlar
Öylece yırtılırken zaman
Aylak adımlı gölgelerimiz bozulurken birden
Buğu altındaki ötelerin
Sevdaları sığınırsa türkülere
Bu kaçamak bakışmaların ürkeksi dakikaları
Anımsa körebe oyunundaki çocukların hınzırlığıydı yüreğimiz
Karadut kırmızısının telaşıyla
Elden ele uçarcasına
Sarmaşığın kucaklaması nasılsa
Yani…
Alacakaranlığın kozasından
Hani iç içe
Başka susuzlukların
Ki eşiğinden doruklarına dek sevdanın
Körpe tohumların serpildiği o yerde
Şimdi var yarın belki derken
Güneş mayalamaya hazırlanırken günü
Sonra çilelerimizi boşaltarak zehir zıkkım yumaklara
Çiğneye çiğneye bütün köprü altı yasaklarını
İyi ki…
Küpeştesinde,batık teknelerden birinin
Doludizgin,vahşileşirdik ya birden
Derken kır çiçekleri gibi açardı ya gözlerimiz
Türüm türüm tüterdi ya iki nefes arasında sıkışan vuslat
Hangi gecenin önüne dikilir hançer
Lanet okunan sahte gülüşmelerin güzlerinde
Gırtlağımıza dizilir mi birazdan kaldırım taşları
Gözleri nemli sultaniyegâhlar üşür
Üşür illâ ki
Anımsa nergislere teslim edildiğini
Bir araya gel(e)meyen iki yakamızı…
Uzanırken oracığa fıskiyeden son damla
Hani…
yirmisekizhaziranikibinonyedi
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 28.6.2017 08:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/06/28/d-o-n-u-s.jpg)
Kaçak sevişmelerin ardından acıkılır ya, hani...
Yetişemeyiz korkusuyla şahitliğine bir sokağın... Koşarken boğazımıza dizilirdi bir çiğnemlik tadımız... Göğsümüzün sesinden ürkerken, hani...
Utangaçlığımızı yendiğimiz için kendimize buzda gazoz ısmarladığımız o günlere...
Yani boğaz kuruluğunun, "tuzu kuruluktan" daha prestijli sayıldığı o günlere dönebilir miyiz yine?
Çok güzel...
Kutlarım Necdet.....
TÜM YORUMLAR (2)