Tebessüm et diyorlar; kara kalem ucunu
Umman-ı aşka banıp gönüle akmalıymış
Umut icin gelenin doldururken avcunu
Gözlerinin içine gülerek bakmalıymış.
Gecenin gözyaşları damlasa da eline
Mehtabı sunmalıymış Mecnun'un hayâline...
Sual dâhi etmeden, bakıp mahzûn hâline
Hüzünlü bakışından durumu çakmalıymış.
Sitem edip inlemek hem abesmiş, hem ayıp
Bembeyaz etmeliymiş heceleri, yıkayıp!
Kışın, karın, ayazın kapısını kapayıp
Gökyüzünün göğsüne güneşi takmalıymış.
Varsın solsun renklerin tozpembesi, mavisi
Ararsa bulunurmuş her derdin tedâvisi
Çıkmış ise yerinden bu âlemin çivisi
En muhkem dizelerle yeniden çakmalıymış.
Madem bedel beklermiş her ideal, her zafer
Sürekli olmasa da, bir kerecik; bu sefer
Deyip bunca gam yeter; mahzûn bakan göze fer
Kalbe aşk denen cevher, sevgi bırakmalıymış.
Ne geçmiş ki eline yıllar yılı boş durup
Derde dermân uğruna artık biraz koşturup
Mecnun ile Leyla'yı vahada buluşturup
Aşkın harlı od'unu vuslata yakmalıymış.
Yazdığı tüm dizeler beyhûde imiş; boşa!
Acımak yetmez imiş kanadı kırık kuşa
Sadece sayfa değil, çöller de baştan başa
Kıpkırmızı, bembeyaz güllerle kokmalıymış...
Kayıt Tarihi : 9.2.2016 20:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!