Çala-orak biçilirdi sarı saçlar gibi buğdaylar
tarlada çizilirdi ak yüzlere saat, gün ve aylar
parçalanırdı yürek kuru topraklar gibi, bil/sen(-siz)
Dikilirdi başa tuzlu çamurdan testiler suyu buz
uzanırdı meşe gölgelerinde bedenler uykusuz
tıpkı bağrımda beslediğim sevdamız gibi b/ölümsüz
Yapışırdı nasırlı eller, tutardı tırmık sapını
batsada diken gibi derin dirgenler, akmazdı kanı
terli tuzla özenir, bulurdu tad damakta ayranı
iki ayaklı oldu, gezer şimdi sokakta çakallar
orman kanunlu şehirlerde hem çalar hemde çırparlar
ya sen, sen n’aparsın ey sevgili, o şehirde be(de) n/siz! ?
Cinsel tacizin üstüne gergef gibi örtülür nikah
bırakır ayak izlerini bedene duygusuz çıyan
incindikce onuru kadının, çeker içinden bin Ah!
Küstahlaşır kokular, çökerler üstüne ölümlerin
kokuştukca biner üstüne şeytan yanık cesetlerin
eğersiz g/ezer üstünde geride kalan dirilerin
boğulursun buhran içinde, cünkü bensizdir yüreğin!
Savaş deyince vurulur kağıt üzerinde akitler
sökülür et tırnaktan, yürek duygulardan birer birer
insanın insanı öldürdüğü zamandır bu vakitler!
Çalarsa çakal bir çırpıda tarihini insanlığın
hortlar günahlar elbet, gölgesinde yıkılmış putların
birikir akan kanların Şehadeti Kâbe’de yarın!
- Belki yarından da yakın! …***
BirDeli
13.09.2005
Kayıt Tarihi : 13.9.2005 15:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
*** Ulusal Şair, Büyük Üstad M.A.Ersoy’dan ç/alıntı. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarın toplumsal marifetlerinden seçmeler ve dün dün Bağdat’ta Bugün Filistinde yapılanlara kadar! Not: 17’lik hece ölçüsü ve uyak düzeni üzerine kurulmuş bir şiirdir. Ve şiirde daha sonradan düzeltmeler yapılmıştır. Şiiri daha önceki versiyonunda okuyan dostlarımın dikkatine!
İnsani yönü çok güçlü, derin anlamlı ve düşündürücü bir şiir. Değer vererek zevkle paylaştım.
DÜNYANIN YÜREĞİ
dağılıp savrulup kulak kesildim
yüreğimin sesine...
bir yerlerde
çığllık çığlığaydı çocuklar
kurşun yağmurları altında
vesikalıydı hayat...
barış iki dudak arasıydı
iki dudak arasıydı da
nedense
o dudaklar
bir türlü kıpırdamadı...
açmamış güller
hançerlendi
tüyü bitmemiş yetimlerin
oyuncağıydı silahlar...
silahların gölgesinde
kol geziyordu korkular...
kucak dolusu
hüzünler topladım
akşam bulutlarından...
dünyanın yüreğini
kanatır mıydı pişmanlıklar ?...
* Ben Bosnalı çocuklar için yazmıştım ama savaş her neredeyse oradaki çocuklar için demek daha doğru olur...
sökülür et tırnaktan, yürek duygulardan birer birer
insanın insanı öldürdüğü zamandır bu vakitler!
HALA DEVAM EDİYOR İNSANIN İNSANA ZULMÜ YÜZYILLARDIR..alıp veremediğimiz nedirki şu dünyada...bir hoş seda değilmiki kalan..nedir peki bu paylaşılamayan..yüreğinize sağlık..tşk.ler
TÜM YORUMLAR (30)