Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı(GÜLCE- BULUŞMA)
Yüce Oğuz elinde Duha Koca’nın oğlu,
Yiğit bir er var idi Deli Dumrul adında.
Adı şanından gelir hem cilasun hem deli,
Biz yazalım destanı siz okuyun tadında.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
bu güzel eseri kaleme alan şairi kutlarım
Gülcede açtırdığın her gülün kokusu ayrı bir güzellikte.Usta kaleme tebriklerim sonsuz.
Dua edeyim Hânım:
‘Yerli kara dağların yıkılmasın.
Gölgeli kaba ağacın kesilmesin.
Taşkın akan güzel suyun kurumasın.
Kadir Tanrı seni alçaklara el açtırmasın.
Ak alnında beş kelime dua kıldık, olsun kabul.
Derlesin toplasın günahınızı adı güzel Muhammed’e bağışlasın Hânım hey! …’
....
âminnn deyip selam edelim biz de yazan kaleminize , yazdıran yüreğinize ve bu güzel emeğe... :)
Osman bey.. bu güzel çalışmanızı ve bu emeği ortaya koyan yüreğinizi candan kutlarım.. tam puanımla birlilte saygılarımı sunuyorum...
Hocam maşallah bu seriyi iyi devam ettiriyorsunuz. Şiirler uzun olsada merakla okuyoruz. Kutluyorum.Durmayın devam.Tam puan.+Ant.Saygılar
hocam kaleminizden şanlı tarihimizi bir kez daha okudum kaleminize saglık *******10 saygılaırmla
değerli üstadım şiir dostum osman öcal bey,
her şeyden önce türk tarihinin ve edebiyatının dolayısıyla türk kültürünün destandan halk hikayeciliğine geçişini simgeleyen dede(m) korkut hikayelerini sadeleştirerek şiir - nesir dizayndan gülce - buluşma nazım türüne uyarlamanız her türlü takdire şayan bir çalışma örneğidir.... başından beri büyük bir zevkle takip ettiğim seriye çocukluk kahramanım deli dumrul sayesinde bir yorum yapma gereği duydum. he man action man spider men süper men pokemon dijimon safsatası ile yetişen nesillerimiz herkülü zeynayı zeusu prometeyi çizgi film dizi film sinema uyarlamaları ile beyinlerine nakşederken ne yazık lise sıralarında bile deli dumrulu köroğlunu leyla ile mecnunu sadece isimleriyle tanımaktadırlar...öz kültürümüzü aziz türk gençliğine tanıtmaya ekmek gibi su gibi ihtiyaç vardır...bu yönde atılmış her adım desteğe övgüye layıktir...sizi canı gönülden kutluyor bu meşakketli uğraşta kolaylıklar diliyorum...r. yaşar
BU ANLAM DOLU VE OKUMASI KEYİF VEREN DESTANI YAZAN YÜREĞİNİZ KAVİ OLSUN ÜSTADIM BU GÜZEL ŞİİRİ LİSTEME ALARAK TAM PUANIMLA YÜREKTEN KUTLUYORUM
SELAM VE SAYGILARIMLA
Bu anlamlı ve değerli çalışmanızı gönülden kutluyorum+10 saygılar selamlar.
Şimdi daha iyi anlaşılacak ve daha çok okuyucuya ulaşacak.
Bu kesin ...
İlgiyle okudum.Yaman sarıyor okuru.
Kesinlikle doğası/olay örgüsü/zaman ve kişi yönleri bozulmaksızın arı/akıcı bir kimliğe dönüşmüş Duha Koca Oğlu Deli Dumrul .
Ellerine/emeğine sağlık Sayın ÖCAL...
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta