Giderek içimde büyüyen sükut,
Beni yolculuğa davet ediyor.
Başımda dolanıp duran şu bulut;
-Hadi düş peşimden yollara, diyor.
Geçmeli usulca Eryatağı’ndan,
Geceye beş kala yalnız tekdüze.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Tebrikler.........Hocam!
Sarmal kafiyeli,kusursuz kalıplı,vuslat özlemiyle tutuşan,duru Türkçe ve engin muhtevalı güzel özgün çalışma,
Selam ve saygılarımla...........
Kaybolan düşlere umut ekmeli;
-Hadi ver elini Kızılcahamam.
Kapı tokmağını bir kez çekmeli;
Bilirim, kapıda bekliyor anam!
Çok güzel... Kutlarım... Tam puan... Sevgide kalın... Yeni şiirlerimi ekledim sayfama bekliyorum...
Bir yerden dödüğünüzde kapıyı size sevdiğiniz birisinin açması kadar güzel ne olabilir ki?
Sevgiyle kalın.
Analar analar hep bekler durur
Evladı gelecek diye yolları
Sabır taşlarını bağrına vurur
Düşerken açılmış müşfik kolları..
Duygu yüklü harika bir şiir. Güzelliğini bozmaz sa bir dörtlükte benden muhterem hocam ve üstadım..
Uzun bir zamandır rahartsızdım. Ben iyileştim Antoloji hasta her halde. Birkaçgündür nereyi açmak istesem 'Sayfa görüntülenemiyor' İbaresi.. Bu bakımdan sayfa ziyaretlerime geç kalıyorum özür dilerim.
Selam, sevgi ve saygılarımla
Setfeddin karahocagil
tam puan ve kutlarım çok güzel şiir
ekrem bozkurt
Hasretin bam telinden dizeler okuttun Müdürüm.Dilerim bütün yüreklerdeki hasret son bulsun.Kalemine ve kelamına saygı ile tebrikler
Sevgili Kardeşim: Ali Rıza Atasoy'a sevgi ve saygılarımla...
Günlerdir antoloji'deki kardeşlerimin şiir sayfalalarına birkaç cümlelik de olsa bir yorum düşebilmek gücünü kendimde bulamadım. Televizyonda izlediğim haberlerde insan ruhunu derinden yaralayan savaş görüntüleri ister istemez insan aklına
cevap arayan bazı soruların takılmasına sebep oluyor. Bir şeylerin yanlış gittiği kesin!
Çocukluk günlerimde gazetelerde boy boy resimleri çıkan Moşe Dayan ile Cemal Abdül Nasır döneminden beri Filistin Sorunu çözülemiyorsa bir şeyler yanlış gidiyordur veya bazı güçler bu sorunun çözümünü istemiyor demektir. Bu da varlıkları ve iktidarlarının devamının bu sorunun var olması ile mümkün olduğu kuşkusunu beraberinde getirmektedir.
Aklımın tarih süzgecinden geçmişin tarih sayfalarına kısa bir yolculuk yapıyorum: Ortadoğunun Haçlı Seferlerinin akınına uğradığı dönemde Sultan Selahattin Eyyubi'nin savaşta yendiği Hiristiyan askerlerine gösterdiği şevkat ve merhameti düşünüyorum. Aslan Yürekli Rişar'ın hastalandığında ölüm döşeğindeyken Sultan Selahattin'in kendi hekimini gönderek İngilizli Richard'ı tedavi ettirmesini düşünüyorum. İnsan ve toplum sevgisini kendine destur edinmiş, kendi kişisel çıkarlarından gönüllü olarak vazgeçen, ömrünü insanlığa adayan Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaşı Veli ve daha nice gönlü insan sevgisi ile dolu tarihin yüce bilge ve şahsiyetlerini düşüyorum... ve Osmanlı Dönemi : Sadaka, fitre ve zakat vermek için bir tek fakirin bulunamadığı Sultan II. Murat dönemi, kırk altı yıl adaletle yönetilen bir bir imparatorluğun Kanunî Sultan Sultan Süleyman dönemini düşünüyorum.
Bir de zalim diktatörlerin dönemlerini, insan ister istemez düşünmeden edemiyor. Önce kendi halkının en sonunda da kendisinin mahvına sebep olan zalim diktatörlerin isimleri yazmaya gerek görmüyorum. Bunları zaten biliyorsunuz.
Bir şeylerin yanlış gittiği kesin: Eğer ki; bir zamanların iki kutuplu dünyası tek kutuplu dünyaya doğru gidiyorsa, birileri Dünya Ticaret Merkezinin de aralarında bulunduğu İkiz Kuleler ve Pentagon gibi stratejik öneme haiz hedeflere yolcu uçaklarını canlı bomba niyetine kullanarak saldırı emrini verebiliyorsa, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Filistin, Afganistan, v.b... Dünya'nın dört bir yanına barış, kardeşlik ve huzur hakim olamıyorsa, Eğer ki iletişim çağında geldiğimiz günde dünyanın gündemine Küresel Ekonomik Kriz diye bir kavram giriyorsa bir şeylerin ters gittiği kesin...
Üretime teşvik edilmeden, kısıtlı imkanlarına insanın aklını alan çarpıcı reklamlarla lüks tüketime alıştırılan ve kredi kartı mağduru konumuna düşürülen vatandaşlarımızın sayısı: On sekiz milyon kişiyi geçti ise bir şeylerin ters gittiği ülkeyi tasarladığı bir yöne götürme gayreti içinde olduğu kesindir.
Dünyanın yarısı açlık ve kimilerinin vahim iddilarına göre bilinçli olarak topluma bulaştırılmış soy kırıcı hastalıklarla yaşam mücadelersi verirken, kimi ülkeler aşırı beslenmekten Kolesterol, Trigiserid yüksekliği gibi obezitenin kaçınılmaz sonucu kalp ve damar hastalıkları ile uğraşıyor ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar için ayrılan toplam ödenek; dünyadaki bütün açları doyurabilecek bir bütçeden daha fazlasına sahip ise bir şeyler ters gidiyor demektir.
Güzel yurdumun eli öpülesi güzel insanları işsizlik ve gizli açlığını onurundan dolayı kimseye sezdirmeme çabası içine girdiyse, Yirmi beş yıllık hekimlik hayatımda muayenehaneme utana sıkıla gelen dilencilerin sayısı; parası olmadığı halde bir tek hastayı kapıdan geri çevirmemiş olmama rağmen, gelen hasta sayısından daha fazla ise birşeyler ters gidiyor demektir.
Şimdi hayırlısı ile yeni bir yıla giriyoruz. Televizyon haberlerine bir göz atınız: Bir yanda bombalanan yerleşim yerleri, kucaklarda hastanelere taşınan yaralı çocuklar, Gözü yaşlı melek yüzlü anneler, Feryat eden babalar, elinden hiçbir şey gelmeyen ak sakallarına inci gibi gözyaşı süzülen dedeler; öbür yanda yeni yılı nasıl kutlayacağının şakınlığına düşmüş, büyük alış-veriş merkezlerinde çılgınca alış veriş yapan insanlar.
Gönül isterdi ki yukarıdaki satırların yerine Dünya'mıza barış kardeşlik ve huzurun hakim olduğu satırlar yazılabilseydi. Her ulus kendi gelenek ve göreneklerine göre kendi yurdunda özgürce yaşabilseydi de başka bir ulusun sömürü ve siyasi direktiflerine maaruz kalmasaydı.
2009 YILI 'nın bütün Dünya'ya barış, kardeşlik ve huzur getirmesini, savaşların son bulmasını, insanların özgürce üretim yapıp âdil bir paylaşım yaptıkları bir ekonomik yapıya kavuşmaları dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Yeni yıl siz değerli kardeşime, sevdiklerinize ve sizi sevenlere mutluluk getirir inşallah.
Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerim ile muhteşem eserinizi tebrik ediyor kalemizin daim olması ve her dem güzelliklerin altına imza atması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Değerli sayfanız aracılığı ile bu yazımı okuma zahmetine katlanan sevgili antoloji üyesi ve antolojiye misafir olan kardeşlerime sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 30.12.2008.
Dr. İrfan Yılmaz.- TEKİRDAĞ.
Harika bir şiir hocam!
Sizin hakikaten Baba ve Ana sevginiz şiirlerinzde görüldüğü gibi tartışılmaz.
geçmişimle yüzleştirdi bir an şiiriniz!
el bebek gül bebek üzerine titrenen bir çocuk
bilirmisiniz siz hocam altın kafesten nasıl azat ederler küçücük bir kuşu
çok güzel bir şiirdi yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun saygılarımla Macide Öztürk.
Müdürüm,
Fırtına öncesi sessizliği çağrıştırdı; “İçinizde büyüyen sükût…“ Dizeleriniz uykulu, mahmur halime bir de hüzün ekledi ki sorma gitsin…
1980 den bu yana yılda bir kez, bir kaç günlük ziyaretlerin dışında sıladan ayrıyım. Memleketim Ağrı'ya benzer bir manzara ile uyandım bu sabah. Şiiriniz+kış ayının soğuk ve karlı sabahı, sıladaki binlerce anımı canlandırdı. İçim burkuldu. Her bir hecesinde maziye gömülü onlarca hatıra depreşti. Dokundu, dokundurdu…
Bilseniz kaç kez kapı tokmağına gitti, lakin çekemedi bir türlü kırılası elim. Çünkü biliyordum ki kapıda beklemeyecekti (rahmetli) anam!
Yaş kaç olursa olsun arıyor insanoğlu ana sevgisini, şefkatini. Ebediyete intikal edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve uzun ömürler diliyorum.
Müdürüm, kurgusuyla, ölçü ve ahengiyle kusursuz şiiriniz içimi acıttı…
Saygılar sunuyorum
Fesih Aktaş
Haydi düşün yola, sılaya doğru. kapıda karşılayacaktır anacığınız. Kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta