bir mavicik gemicik,
yanaşadursun usulca gecede,
ophryneion koy(n) una.
süzülüp, heybemizde
sevişmelere bandığımız
başıboş yıldızlar;
yaşanan aşkların,
kırık dizelerinin şairiyim...
yaşayan şiirler yazarım...
yıllarımda demlenip
hasreti sarsın diye
köhne bir kitapçının
güneşi düşünce hangi renge
çalar gözlerin. gel,
gözlerini ver; bunlarla
neye baksam dam,
kimi görsem gardiyan,
sana bir zulam kanıyor...
sevmeseydim
seni almazdım giderken...
ve gitseydim güzelliğim,
sen,
bende kalmazdın...
masmavi uyuyor boğaz...
bildiğin serinlikte yine
bu şehrin yeli.
bir demli çaya banıyorum
özlemi. dünya da buradan
başlıyor, aşk da... insanım
isimsiz kuytulara açan
kırılgan çiçek,
büyüyecek
kavgasında bilenip yüreğin…
hüzün boyunca saldığın gözlerin
ve yangılarında demlenen
“bu soğuk akşam
-bu karanlık akşam;
karanlık
ölümcül,
ölümlere doğurgan-
hasretinle sıcak”...
çelebi taylar çıplağından
düşse zaman
düşer aylı bir gecenin tavı
alaca poyraz geçer içimden
bir duta dinelir kaç yüzyıllık ruh
yaprakların dansına şarkısını söyler
geceden sökünür kandiller
akarken küçük kızlar düşlerine
soyunur hükümsüz korkuları üryan
sesime vurunca sesin
yan-k/g-ılanır gece,
sırılsıklam sabaha
kanar yüzüm;
benden artar bu
koca şehir;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!