Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bakmayın kusuruma
Bakmayın kusuruma
Bir yerim yaralı
Bir yerim sökük tü
Sorarlarsa
De ki o buradan çoktan gitti.
Dünyayı göster soranlara
Dertlerini tane tane
Aha bu değirmen de öğüttü de gitti
De ki...
Vakitsiz mevsimsizdi
Bulutsuz barandı
Vefasız dünyaya gönülsüz ciran dı.
Sığmadı ruhu bedenine
Ağırdı,gıran dı
Yolu erkanı
Uçsuz bucaksız ova yı haran dı.
De ki...
Delinin tekiydi
Zıkkımın köküydü
olmaz olsun hepten dert yüküydü
O hep umutluydu gumman dı
Gece gündüz şivan dı.
Türküsünü çaldıda gitti.
De ki...
Gül koymuştu namlunun ucuna
Süt vermişti kedi yavrusuna
Gül kurudu
Kedi büyüdü nankör oldu.
Ekmeğin tuzun helallığını aldıda gitti.
söyleyin...
O yare bakmasın kusuruma
Mürekkebim tuhaf kara
Ben böyleyim
Zehir saçarım ara sıra
Seheri de beklemedi
Horoz sesine uyandıda gitti.
De ki...
Oturduk yüz yüze diz dize
Hiç hacette kalmamıştı söze
Bin yarası vardı
Birini göstermedi bize
Dedi ki...
Olaki kader gideceğimi önceden seze
Musallat ola gölgem gibi benlen geze
Gölgesini karanlığa gömdü de gitti.
De ki...
Ömür mengene mesafesi
Elazığ durak tı
Burada herkes illede usta
Canalan çıraktı
Hazar şiir akşamlarına
Bir de selam bıraktı.
Çok uzayacak tı bu şiir ama
Vakit dar
Yolu ıraktı.
Kurttan aç yılandan çıplaktı
Rıza lokmasını azık etti
Meydanlarda bir gömlek giydide gitti.
10,02,2008
Hıdır CANALAN
Şair Arşt. Yazar