Kurtulmalı;
kemirircesine işleyen cümlelerin azabından.
Aynı kelimelerin farkı desenleriyle yüzmekten.
Sarımsak dişi gibi ayrılmalı birbirinden.
Çürük yumurta kokusu eklercesine,
gazların belirginliği açısından.
Renklerin renksizliğine, kelimelerin dilsizliğine hitaben;
ayırt edebilmeli,
her ton maviyi birbirinden.
Oynamalı, kaleminin mürekkepsizliğinde dahi, yazılarla.
Yengeç gibi ayakları, koyun gibi başları,
atkuyruğu gibi uzunca süpürge saçları, dana gibi dişli bakışları,
Ceylan gibi ürkek kaçışları eşliğinde,
bir avcı niteliğinde çıkabilmeli yola.
Her duyguyu tadabilmeli;
damaksız ağızlar bile, bu lezzetin zorluklarından haberdar olabilmeli.
Acıyı aramalı önce, ekşiye doğru uzanmalı,
tuzlu_ biberli yollarda,
bir kum tanesi kadar tatlıya ulaşabilmek için çekilen bu zorluklardan sonra,
kıymetini bilmeli;
sahip olunan varlıkların.
En çok tatlıya olduğu gibi
acıya daha çok sahip çıkabilmeli! Kanayan tırnakların yarasında,
dişlerin sarsılarak kayan yolculuğunda;
esinin geçmesini sabırla beklemeli, fırtınaların.
Mavi dev gibi göğlerde,
bir balığın süzgeçli_ geniş kuyruğunda, okyanusu kaplayan derin gövdesinde zamanın, bir zerre nefese erip de uzunca baygınlıklardan dönebilmeli,
kesintisiz kesik nefeslerimize varabilmeli;
umutsuzluğumuzda dahi umut beklentisiyle karaya vurabilmeli tekneler.
Huysuzca ve en heyecanlı,
hızlı ve tek adımlarında…
Halime Erva Kılıç
Halime Erva KılıçKayıt Tarihi : 26.2.2010 21:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!