güneş batmadan bu günahkar derdini döksün nereye?
umutları, istekleri kelepçelenmeyen deniz dalgaları gibi yatıyor / döşekte
soluğu kesilmeyen şeytanı geç, ben güler oldum halime
oynaşma!
her şey mıh gibi aklımda
karıncadan ibret almak mıdır bu derde çare
siyah resmimi / varsa atın / görünmez bir yere...
-senden ayrı kalınca zemheri dolu odalar mahşeri hesapta
şefaat kıl efendim düşmeden nefis isimli tuzağa-
son nefesini verecek enkaz yığını gönül uyan seherlerde
kurudu dallar hıncından, sudan sebep bulma, etme eyleme
her köşebaşı kendimden uzakken
S/aklayamadığım küfür dillerim sere serpe
fazla uzak değil ilerde
sürgün yesem de derinden dörtnala tehvit sesi geliyor
verilmeden hüküm
kurumadan kalem
durun!
tevhidi götürün, yüzüm olsun, aşıklar namaz kılsın seccade diye...
-size yaklaşmaya bir adım kala acizliğime utanmış akmaz gözyaşım
yok ki ibadet / tutamadığım yeminlerin üstünü sarayım-
ekşidi yüzümde ıskartaya ayrılmış dilim dilim serzenişler
hangi duvarı aşsam nefsin yedi renkli mürekkep boyalı çitler
yardakçı hisler / saklansanız da burgaçlara / mayalanmak yetmedi mi?
şeytan sofrasında
afra tafrandan geçilmez oldu
ki yandı kanatlı melekler
anla işte
günü kurtarma telaşında
aynalar bile şaşı gözüme
ne olur dur deyin / varmadan bu yüzsüz azabın dizlerine
hâli tefekkür ettim
gözlerimi diktim cemali didarına
yoksa
saklı tohum doğuma mı gebe?
Kayıt Tarihi : 9.3.2010 11:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şefaat kıl efendim düşmeden nefis isimli tuzağa-
...
nefisle yüzleşme...
tefekkürün zirvesi..
şiir ve samimiyetin en berrak iç sesi..
..
sayın ÇOBAN
tarzınızı çok ama çok sevdim
kutlarım efendim
iyi ki sizi okudum.
Kaleminiz var olsun.
İlk ve tam puan benden.
Saygıyla..
KUTLUYORUM
TÜM YORUMLAR (6)