Cumhuriyete attığınız kazık kutlu olsun

Yazımın başlığını önce “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” koymayı tasarlamıştım. Anlayacağınız gibi, Atanın devletin yeni yönetim biçimini duyuracağı günlerle ilgili anılarını aktaracaktım.
Sonra “İyi ki doğdun Cumhuriyet! ” koymayı akla uygun gönrdüm. Tam yazımı yazmaya başlamıştım ki, bugünkü yazımın başlığının:
“Bugün Cumhuriyeti kutlamayacağız…” olması gerektiğini anladım. O da yetmedi acımı dindirmeye:
“Cumhuriyete attığınız kazık kutlu olsun” diyerek teselli buldum.
Neden?
Çünkü Atamın o kutsal mekanında bize başkanlık eden ile onun yol arkadaşları, artık cumhuriyeti kutlamamızı istemiyordu.
Bulacakları en küçük bahanelerde bile bu ulusa, en güzel bayramlarını yaşatmamak için pusuda bekliyorlardı.
Haberi önce A. Gül verdi:
“Bu yıl cumhuriyet resepsiyonu yapılmayacak.”
Ardından Tayyip duyurusu yetişmekte gecikmedi. O da, “valiliklere gereken buyruğun verildiğini, bu yıl illerde cumhuriyet geçit törenlerinin yapılmayacağını” duyuruyordu.
Neden?
Van’daki depremden…
Oysa Van’daki depremi geçirenler “Bunu duyacağımıza ölseydik keşke,” diyerek kurtarıldıklarına sevinemeyecekler.
O depremde aziz canlarını yitirenler ise, öldüklerine yandıkları yetmiyormuş gibi, bir kez de sevgili cumhuriyetlerinin yıldönümünün kutlanmaması için kendilerinin kullanılmasına yanacaklar.
*
Her yıl ulusal bayram arifelerinde, özellikle de Cumhuriyet bayramı arifelerinde, gazetemin ertesi günkü manşetini özenerek kendim hazırlardım.
En büyük hurufatımız 72 puntoydu. 72 Puntonun kapital harflerini kullanarak şöyle yazardım:
BUGÜN CUMHURİYETİN YILDÖNÜMÜNÜ COŞKUYLA KUTLUYORUZ
Başlığın altına hemen hemen her yıl değiştirmeye gerek göremeden şöyle yazardık:
Aziz Atamızın bize armağan ettiği en değerli bayramımızın, Güzel Cumhuriyetimizin yeni yaşını, bugün Başkentimiz Ankara’da, Türkiye’mizin bütün il, ilçe ve en küçük birimlerinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde, bütün Türk Devletlerinde bir kere daha coşkuyla kutlayacağız…”
Aradan geçen yıllarda, iktidar olmak isteyenler de, iktidar olanlar da, din kisvesi altında pusuda yatan devlet düşmanlarına, politika uğruna durmadan pirim verdiler.
Bu pirim oraya kadar uzandı ki, işte bugün artık o güzel ulusal bayramımızı sadece izlendiğimiz kuşkusu altında, cep telefonlarımızla ya da e-postayla birbirimize yolladığımız gizli iletilerle kutlayacak duruma geldik en güzel bayramımızı.
*
Bu yıl ne caddelere takı zaferler kurulacak…
Ne statlarda geçit törenleri düzenlenecek…
Ne bütün gücümüzle “Yaşasın Cumhuriyet! ” diye bağırabileceğiz…
Ne valiliklerde, kaymakamlıklarda en büyük mülki amirler kutlamaları kabul edecek…
Ne cumhuriyet baloları düzenleyebileceğiz…
Ne de o yaşımıza başımıza bakmadan bayıla bayıla arkasına düştüğümüz fener alayları yapılacak…
Bu kez “En büyük bayramımız, Cumhuriyetimiz yeni yaşın kutlu olsun! ” diye bağıramayacağız alanlarda.
Bunun yerine:
“Cumhuriyete attığınız kazık kutlu olsun politikacılar! ” diyeceğiz. “Cumhuriyete attığınız kazık kutlu olsun! ..”