Çok cefa çekti bu halk, bu millet
Kurmak için Cumhuriyetimizi
Yokluklar içinde gördü eziyet
Kurmak için Cumhuriyetimizi
Ödeyemeyince borçlarımızı
İşğal ettiler topraklarımızı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ah dostum ah verilen mücadele,kaybettiğimiz dedelerimizin kanları ve zor şartlarda kurulan Cumhuriyet ve oluşturlan KİT ler şimdi tek tek satılıyor yetmedi topraklarımız parsel parsel satılıyor ve bir bakanımız ''gizli kominizm varmış bu ülkede sat sat bitmiyor'' diyecek kadar da ileri gidiyor da kimseden çıt çıkmıyor..Ben küçücük çocukken 9 yıl yemenlerde savaşmış dedemin anlattıkları ile büyüdüm.Atatürk'ün adı geçtiğinde gözlerinden yaşlar gelen dedemin kemikleri sızlıyordur şimdiki gidişe.Emperyalist oyunlarla yapılan tüm savaşlarda ölenlere'' şehit oldu'' diyen bir zihniyet ne oldu da şimdi emperyalist köpeklere ülkemizi satarak peşkeş çekiyor anlamış değilim.Haklılık payı var satma işinin bizede anlatsalarda satışı bizde alkışlayalım.Her geçen gün yoksul daha yoksul oluyor,ahlaki değerlerimiz yok olup gidiyor,örf-namus-büyük-küçük kavramı kalmadı-mahallesinde dul kalan bacıya kötü gözle bakıp hergün başka biriyle yatan ŞUH(ret) olmuş kadınları alkış tutan bir toplum haline geldik.İşin kötüsü bir taraftan da müslüman'ız ağızlarıyla yok başörtüsü tartışmalarıyla daha çok müslüman benim ayakları yaşıyoruz.Hep derim ki KURTULUŞ savaşını kaybetseydik acaba hangimizin anası helga yada babası hans olacaktı.Gerçi gelecekte de torunlarımızın eşlerinin adlarının değişmeyeceği garantisi yok.Hemde topraklarımızı satarak akraba olmak için bizler peşkeş cekiyoruz.Sayfamdaki ORDASIN şiirini de okumanı isterim dostum..aynı kaygıları taşyan gerçek vatanseverler bir olmalı..Sahte milliyetcilere-sahte din savunucularını ayırt edip tavır koyma zamanı çoktan geldi geçiyor-sahte ATATÜRK çülerden de korunma zamanı keza aynı.İnanıyorum ki TÜRKİYEmize işkal için gelecek o küçük a-m-e-r-i-k-a ile vereceğimiz yeniden bir kurtuluş savaşında ki bu çok yakın ozaman göreceğiz bu vatan severleri?işimiz çok zor biliyorum ama o küçük köpek abd den çok iç düşmanlarla uğraşacağız..Offffffff-offffff yüreğini kutlarım dostum.Sevgilerimle
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta