Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun
Değerli şair dostlarım.Bilindiği üzere, bugün Cumhuriyet’imizin 83. kuruluş yıl dönümünü kutlamaktayız. Bu anlamlı güne gelişimizin, temeli ilk olarak 7 Ağustos 1919 tarihinde sona eren Erzurum Kongresinde Alınan “Kuva-yı Milliyeyi amil ve etkin kılan millet iradesi kararıyla, Cumhuriyetin temeli atılmış olundu.
O günün koşullarında,tam bağımsızlık amacıyla, emperyalist işgalci güçlere karşı,yoksul bırakılmış, savaşlarda büyük tükenişe uğramış Anadolu halkı, bir kez daha yurdunun işkaldan kurtarılması gereğiyle, Mustafa Kemal ve komutasındaki heyetin kararlarıyla, bu işkala dur demenin kaçınılmaz olduğunu, bütün dünyaya duyurmuş oldular.
1923 e kadar verilen savaş sonrasında, bu günlere gelişimizi sağlamışlardır.Eğer bugün cumhuriyetimizin 83. yıl dönümünü kutluyor isek, bu güne gelişimiz, o günün kahramanları atalarımız sayesinde olmuştur.
Milletimiz, hiçbir zaman şunu akıllarından çıkarmamalıdır.Emperyalistler, O gün savaşlarla elde edemediklerini, günümüzde çok uluslu şirketler oluşturarak elde etmeye çalışmaktadırlar.
Cumhuriyetin kuruluş felsefesine haykırı hareket eden veya buna göz yumanlar çıkarsa,bu halk onlarında dersini vermesini bilir.Hiç kimse bunu unutmamalıdır.
Atatürk Cumhuriyeti ve onun devrimleri,dünya durdukça yaşayacağından asla şüphe edilmemelidir.Bu toprakları kanlarıyla sulayan atalarımıza karşı, bu vatanın yetiştirdiği evlatları, her zaman nöbet değişimini bu ilkeler ışığında yapmışlar ve yapmaya da devam edeceklerdir.Bu yüce değerin sahibi vatan evlatlarına minnet ve şükran duymaktayım. Bu uğurda canını feda edenlerin de, anıları önünde saygı ile eğiliyorum.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...