Gülüne hasret duyan bülbül oldum gurbet elde,
Hep hicran türküleridir, bin ızdırapla dilde.
Dayanmaya mecal kalmadı, şu yorgun gönülde
'Gayrı gel! ' diyeceğim ya.. bilirim gelemezsin...
(24.05.2003
Cumartesi)
..
Hasretin düştü yüreğime, anne
Oturup ağladım bir kenarda.
Hâlimi, kim nerden bile?
Yandıkça yandım kimsesiz diyarda...
Özledim köyümü, memleketimi;
Vatan toprağının buğusunu-kokusunu, anne!
Yüreğime akıttım gözyaşımı, hasretimi;
Yandıkça yandım kimsesiz diyarda...
..
Bu şehrin sokaklarında ben,
Issız bir geceye;
Garip bulut gibi düştüm.
Ağlasam, kim farkeder;
Damla damla gözyaşlarımı?
Sessiz çığlıklarımla,
Kim duyar hıçkırıklarımı?
Bu şehrin sokaklarında ben;
Çölde savrulan kum tanesi...
..
Aynaya baktı yaşlı adam, çizgi dolmuş yüzü
Bir kısık ses kalmış geriye, işitilmez sözü
Bir iç geçirdi derinden, hey gidi gençliğim hey
Gitti ömür, bir kamburum kaldı, ne acayip şey
Hiç kimsecikler anlamaz beni, duymaz sesimi
Gurbet içre gurbet yaşar oldum, acep gitsem mi?
Gurű ba yaklaştı ya, güneş, belli ki gidiş var
Tamam, doğru; batarsa elbet, birgün yine doğar...
..
Sen gittiğin gün gözyaşım seylab oldu aktı
Sineme indi zağlı hançer, derinden yaktı
Sen gittiğin gün gök yarıldı, karardı dünyam
Yıldızlar döküldü bir bir, sensiz kaldı rüyam
'Sen, sen..' yâdımdan düşmez bir 'sen' vardın dilimde
Gittiğin gün solmuş güllerim kaldı elimde
Gittin.. gidişinle tüm hatıralar da gitti
Şimdi gözlerim yollarda, bende mecal bitti...
..
*Numan Yapa’ya...
Nedendir ayrılıkların bunca acı oluşu;
Uğurlamanın bir dostu, yürekte sancı oluşu?
Mesafelere, hicrana hicran eklemek mi düşer?
Ayrılık ızdırabın bin hece beklemek mi düşer?
Nedendir, elde, gonca güllerin bir bir soluşu?
Yolun açık olsun, a dostum uğurlar ola!
Al! Birkaç mısra götür benden; hediyemdir.
..
Rüzgarlar ters yönden eserse birgün
Ahdim var inan, dönmeyeceğim
Hayat, olsa sürgün üstüne sürgün
Ahdim var inan, dönmeyeceğim
Sevda ile dolmuş şimdi, yüreğim
An olur bir ceylan kadar ürkeğim
Dişliler kırılıp çark dursa birgün
Ahdim var inan, dönmeyeceğim
..
Bir nesim-i latif mi okşar yüzümüzü, bilmem
Yaban illerde, yavuz rüzgarlar mı kalır bahtımıza
Bezminle sermest olduğum hasretli günler a dostum
Şöyle bir uzaktan göz kırpar mı dersin...
O şen-şakrak neşveden zindelik kalır mı
Bir çift göz, bir çift söz ve masum bir sevdadır
Dünden bugüne kalan, bir kor atıp gönlümüze...
Aldatıcı şiveler unutulur, ızdırap hiç yaşanmamış
Sanki hüzün nağmeleri hiç çınlamamış kulağımızda
..
