Bir şehir akar hayalimin içinden,
Renkleri doldurmalı koynuna gökyüzü.
Geceye serpilmeli yıldızlar,
Güneş yakabilmeli tenleri,
Islatmalı kaldırımları yağmur taneleri.
Yıldızlar göç etmiş bu şehirden
Bırakarak mutsuzluk ve umutsuzlukları
Dalgalar terk etmiş bu sahilleri
Bırakarak sensizlik ve sessizlikleri…
^ Savurdu paltosunu hey can yellere karşı
Vurdu yumruğunu zalim dillere karşı
Kabadayı değil bir garip yiğitti o
Nazenin yüreği titrerdi güllere karşı ^
Esrik kalınca acılar giyindi paltosunu gölgesiz adam
İliklerin yetmez bu aşkı kaldırmaya
Dur Adule hemen koyuverme kendini
Gitmem ölümün olur bilmiyorsun
Saçlarını ör
Kına yak parmaklarına
Ben saçları şahrud gibi akan bir kız sevdim
Ama ne o göz süzdü bana tenha
Ne de ben
Sevdiğimi söyleyebildim …
Uyusam
Uyur mu sevdam?
Uyur mu geceye koku salan çiçekler?
İstanbul da kapar mı gözlerini?
Diyarbakır’da vakitsiz ağlayan çocuk susar mı?
Avucumda deniz,
Avucumdaki denizde beş balıkçı takası.
Umut ve küfür kadar aralıklı takaların arası.
Bıyıklar pos,
Dudaklar sus,
Cıgaralar savrulur
Bir çağı kirlettik
Kirlendi ellerimiz
Bir sevdayı savururken sağa sola
Kanadı bedenimiz.
II
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!