Bazı insanların, nüfus cüzdanındaki doğum tarihiyle, gerçek doğum tarihi birbirini tutmaz. Ben de o insanlar arasındayım. Nüfus cüzdanım Ağustos ayında doğduğumu söyler, ama annem, Şubat ayında doğduğumu bilir! Ben her koşulda annesine inananlardanım.
Siverek'te doğdum. Nerenin ilçesi olduğuna kendiniz bakın. Şiire ve yazıya nasıl başladığımı bilmiyorum. Hatırladığım tek şey; elimde sürekli bir kalem vardı ve o kalem daima bir şeyler karalardı. Ama o kalem asla insanları karalamazdı.
Yazıyorum sürekli.. Yazıyorum çünkü, yaşadığını sanan bir sürü canlı ceset var hayatta. Yazıyorum çünkü, yazınca unutuyorum kötülükleri. Şimdi yazdıklarım bir biyografiye benzedi mi onu da açıkçası tam olarak bilmiyorum... Ama yazacağım ne olursa olsun.. Çünkü yazmak, cesetlerle konuşmaktır.. Bunu çok iyi biliyorum...
Ben ne şairim ne de yazarım. İkisi de benim için yaşadığım sürece bir hedef olacak. Buna ister tevazu deyin ister çelişki deyin. Ama özellikle diyorum bana yazar ya da şâir demeyin çok utanıyorum, kalbim kızarıyor falan... Ve son olarak; Yazınca mutlu hissediyorum kendimi. Sadece birkaç saniye bile sürse bu mutluluk duygusu, bana yetiyor... Yazdıklarımın hepsinin özetidir; o birkaç saniyelik mutlululuk duygusu, gerisi teferruat...
-Ve elbette bu biyografiyi yazarak hedef şaşırtıyorum-
Cuma Yüksel
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa
Tabirin sığmaz kaleme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!