Kırmızı güller toplamam artık,
Beyaz güller benimdir, bil bundan sonra.
Toprağa değil, içime akıtırım gözyaşlarımı,
Kalbinden ve aklından beni, sil bundan sonra.
Uzaktan bile duymazsın sesimi,
Gündüzleri sarıya bürüyen hazan mevsimin,
Şuursuz gecelerinden birine denk düşmüş,
Öldürdükleri vicdanlarını,
Toprağa namazsız gömenlerin yazdığı,
Kurumuş yaprakların, ortalığı toz duman ettiği,
Kör bir şehrin duvarlarında afişe edilen!
Benim dünyamda;
Âşıklar hep yalnızdı.
Ölüm de mükafattı.
Gök mavi değildi.
Aşk;
Kavuşamayan iki çift göz,
Anlamını yitirmiş tek heceli söz.
Dua;
Semaya bakan bir çift göz,
Kalk gidelim buralardan ey kalbim...
Çiçekler susuz, güller beyaz buralarda.
Ağaç değil, insan gömüyorlar toprağa.
Nazenin hayırsız çıkmış.
Vefasızlık çok moda.
Aldırışsız tavırlar, bitmeyen öfkeleri.
Bir ihtimaldi işte.
Vakti geçmiş bir cüzzamın
Azrail'in merhametine kalmış gözlerindeki
Son bir dileyişi gibiydi.
Yada ne bilim.
Sıcak volkanların tepesinde
Ateşe üşüşen kelebekler gibi yanan.
Sonra tekrar tekrar uçuşan,
Gün yüz görmemiş sözlerle yazdığım
Öfke dolu şiirlerim de var benim.
Bir bedevinin serap hayaline kızgın,
Sen yokken,
Nasıl sayarım ben gökteki yıldızları.
Çöllerdeki kum tanelerinden haberim bile olmaz.
Ve yer altındaki fidanlarım.
Onlar nasıl yeşerecek?
Ya Everest’deki kuzularım!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!