Doğduğum ve çocukluğumun geçtiği topraklardayım Çukurovada çukurda......
Koca bir yılı Torosların çetin şartlarında geçiren yörükler kış bastırdımı direnemez daha güvenli,daha sakin ve daha sıcak olan çukura (Çukurova) inerlermiş.
Yörüğün derdi bitermi burada da bataklık,sivriler (sivrisinek) ve sıtma yapışırmış yakasına sıtmaya yakalanan bebelerini kurtaramaz çukurun çukuruna bırakır dönerlermiş Toroslara.
Çukurovadayım daha sakin daha güvenli daha huzurlu olsun diye indim çukura öylede buldum.Sivrilerden eser yok tabiki bu mevsimde, sıtma ise yıllar önce tükenmiş kimse buralarda sıtma olmaz artık.Ama ben beraberimde getirdiğim ve sıtmayı aratmayan nöbetlerdeyim.
Önce çocuk olduğum mahalleye gittim, yollar daralmış,uzaklar yakınlaşmış, büyükler yaşlanmış zaman hepsini bir kağıt gibi buruşturmuş sanki.
Okadar uzağa gittiğim için defalarca annemden sopa yiyipte gitmekten kendimi alıkoyamadığım sarı eve (trafo) baktım o dönemlerde oturduğumuz ev ile sarı ev arasında biribirine yaslanmış on ev saydım. Bumuydu yani uzağa gittigim yer? bunun içinmiydi onca sopa?
Şimdi ev olmuş ki ozamanlar mahalle maçlarımıza ev sahipliği yapan top sahamızdı, bumuydu onlarca çocuğun bir top peşinde koştuğu ve karanlık çöktüğünde içimize korku salan koca tarla?
Sonra sokağın karşısında takıldı gözüm yıllarca nereden geldiğini anlamadığım ve korkudan uyuyamadığım uğultusuyla koca bir dev gibi duran un fabrikası ve onun ihtişamından ürktüğüm bacasına baktım
Nekadar da küçükmüşüm.....
Ve birkez daha anladım ki hastalıklar, korkular,uzaklar,erişilmezlikler,imkansızlıklar herşey ama herşey siz küçükseniz büyük........
orHan
Kayıt Tarihi : 24.4.2009 16:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşam dersi gibi bir son cümle.
TÜM YORUMLAR (1)