Çukurova bayramlığın geyerken
Çıplaklığın üzerinden soyarken
Şubat ayı kış yelini kovarken
Cennet dense sana yakışır dağlar
Ağacınız yapraklarla donanır
Taşlarınız bir birliğe inanır
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Pes! :)
Sizi kıskanıp, duygulanıp; karınca kararınca ben de yazmağa çalışıyorum.
Şöyle böyle ömür gelip geçiyor
doyumsuzlar ömre fiyat biçiyor
lale sümbül boynu bükük açıyor
bülbül yaslı yaslı ötüşür dağlar
yiğitler dağlara otağ kurardı
vakitsiz ekildi ekin sarardı
eskiden her evde bir yiğit vardı
baba oğlum diyip ağlıyor dağlar
Müdehale sözcüğü YANLIŞ...
Doğrusu : MÜDAHALE ...
Öğretenler , öğrensin ...
Şairin şiiri için teşekkürler antolojil D
Yaylalarda yalın yapak yaylardı şu gönlümüz
Çağlayanlarla çağlardı ömrümüz
Heey dağlar dağlar
Taze hayat verirdi çiçeğin Lalen
yeşerirdi bağımızla bahçemiz
ömrümüze ömür katardı dağlar
şimdileyin yine giyinir oldu yeşilleri alleri
hele dağa bakın türlü türlü iç acısı halleri
kan revan içinde çiğdemi lalesi
kötü huylunun olmaz mı bahanesi
gözümüzü hırs öfke servet bürüdü
nice canlar şehit oldu
evvel er idi
nice kışlar kışladı
karlar eridi
keşke öyle olsa
Karacaoğlan
gönense çiçekler yurdun bağrında
nice canlar gitti bunun uğrunda
dersin;
'Sümbül niçin yaslı bakışır dağlar'
genç yaşında nice canlar çürüdü
evvel yiğit idi er idi
analar dizin döver ağlar
dağda kekik kan kokar oldu
şimdi barut kokan Çiğdemsiz dağlar.
Hadi zahmet et ahmet(D)
Öncelikle yurdumuz ve yurtdışında ki tüm insanlarımızın, şair dostların, Antoloji elemanları ve seçici kurul emekçilerinin Ramazan Bayramını içten kutluyorum. Küskünlük-dargınlıkların, sözde değil fiili eylemlerde, duruş ve iletişimlerde giderilmiş olmasını ve gerçek hukuk, demokrasi, özgürlük ve bölüşümün sosyal olarak tüm yurdumuz inasanına dağıtılması kardeşlik ve dostane barış içinde bir yaşamı temenni ediyorum.
.............
Yurdumuz taa.. Karacaoğlan zamanından günümüze, bizim gibi yetkinlik yolunda olanlar dışında, binlerce halk katmanlarında bilinen şair yetiştirmiş, yeşertmiş ve bünyesinde barındırmıştır... Maalesef başka ülkelerde iktidarı elerştiren şairler, ozanlar ve düşünür adamları baş tacı edilirken, nedense bizim tarihimizde de hakim olan iktidara şiiriyle ‘taşlama’ eleştiri yapan ya da siyasi/dünya görüşü bazında farklı düşünen yine yüzlerce şairimiz sürülmüş, asılmış ve kesilmiştir...
Evet bu bayramın, bu zihniyetin kendisini tarihe gömmesine vesile olmasını diliyorum..Farklılık ve diyelim ki bu arenada dahi buranın hâkimine eleştirisel yaklaşanları sürme, silme, azletme zihniyeti bitmesine bu bayramın bir nabze vesile olmasını ediyorum...
_____________...
Şair KARACAOĞLAN MI? Yoksa en azından OZAN KARACAOĞLAN MI?
Karacaoğlan´ın bu şiirinde de olduğu gibi daha nice deyişleri/şiirleri halk katmanında büyük deger ve takdir bulmuştur.. Bu deyişlerle kuşaktan kuşağa bizlere ilham vermiş ve toplum yaşamında, insanların yaşam tarzında insanlığa olumlu/güzel değişimler/etkilemeler oluşturmuştur..
On binlerce şaire kucak açmış bir ülkeyiz..Anlaşılacağı gibi pek çok insan şiir yazabilir, şair olabilir, ama OZANLIK işte bu bambaşka bir yetenektir. Çünkü OZANLIĞIN toplum/halk katmanında somut bir işlevi vardır: İnsanların davranışlarını etkileyerek üretmesini ve ürettiğine devamlılık katmasını ve onları uygulamasını içerir...Bu üretkenlik yürekten doğan ve beyinde sentezleşen düşünsel akımla başlar..davranışa ve halk yaşmanının daha da insancıl boyuta ermesini amaçlar...Ne şair ve ne de OZAN kendisini şair ve Ozan YAPMAZ...Özellikle OZANI ozan yapan HALKTIR...
Peki kimdir halk tarafından o mertebede olan OZANLAR: KARACAOĞLAN, NAZIM HİKMET, DADALOĞLU, YUNUS EMRE, PİR SULTAN ABDAL..VE uzak değil yakın gelecek zamanda da CAN YÜCEL, ATİLLA İLHAN... Evet bir kaç örnekle onlardır Ozan..yani binlerce değil ancak parmakla sayılacak kadar degerimizdir onlar...Gelin hiç olmazsa bu edebiyat sitesinde onlara haksızlık etmeyelim..!
Ne olursa olsun şiiri şiir yapan temelde insan, onun yetkinlik boyutunda şairlik ve onun üst katmanında da ‘OZAN’ vardır..Bunlar ise öz ve merkezdir. Herşeye karşın şiir bir ‘amaç’ değil araçtır..Somut ama soyut kavramda da şiirden insan değil, insandan şiir doğar..
İşte ozan mertebesinde olan: “Mecburum ben sana” ya da “Her şey sende gizli” derken, bunların nicelerine aşk bölüşümüne ve insanın kendisine güven duyması ilhamıyla hissetme/düşünme ve onları uygulayarak yaşam/davranış felsefesini değiştirmesine yol açar..Bunlar toplumsal yaşam normlarında benimsemeye kadar yol alır ve halkımızda..kardeşliğe, paylaşıma ve dayanışmaya insanları yürekten teşvik eder.
Evet bu görüşteyim...Ve koskoca tarihe mal olmuş/yüreğimizde yer edinmiş OZAN kademesine eren KARACAOĞLAN’IN, Antoloji de, daha doğrusu bu güçlü adebiyat devi sitesine soyunmuş bizzat Antolojide, ONUN hakının kendisine verilmesini teyit edecek ve uygulayacak değişiklik umarım küçük bir zahmet olur..
Saygılarla..
'Dağlarında keklikler öter
sümbüller, laleler biter
gurbettekiler hasretlik çeker
sana kavuşmak için AMASYAM.'
AMASYAM adlı şiirimden bir dörtlük,
Karacaoğlan'nın şiirinden ne farkı var? Benim şiirim sadece serbest tarzda yazılmış...
İlk okuldaki okuduğumuz ilkbahar çocuk şiirlerinden farkı olmayan, vasat bir şiir. Bu kadar övgü, ozanın isminin büyük oluşundan. Birkaç kişi hariç yermeye cesaret edememiş. Bu sitede bundan daha güzel, daha anlamlı, kalite şiirlere, şiir değil diyenler bile bu şiiri övgüye layık bulmuş. Ne deyim...
Sayın Teymür beye ve site yetkililerin mübarek bayramını kutlarım.
Düzeltiyorum 'işteş' olacaktı.
Bu şiir ile ilgili 37 tane yorum bulunmakta