Bir gölge düştü bencilce yaratılan cesedin üstüne. Kargalar tünedi , devden miras kalan taşlara. Balçıkta uyuyan keşlerin vurdumduymazlığı sardı evreni. Herşey ama herşey boşken, yeni yeni travmatik öyküler yerleşti yüzsüzlüğün can derdine.
Anne kaybı gibi..
Boyası badanası yapılmayan duvarların ahı asıldı pencerelere. Ketum ahlar dökülürken camdan izlediğim yol kıvrımlarına, zamansız Türkülerin sazı asıldı can hıraş daldığım uykulara. Kayıp düşlerle doldurdum içimin ayansız boşluğunu.
Gece boylarının ışıksız sloganları,aç kalan çocukluğuma çırpınırken, çalıyorum karanlığın kıyısında beni bekleyen pamuk şekerleri.Yorgun ve umutsuz yoksulluğu kundaklarken annem, sabahı olmayan uykularımın saçlarını taradım şekerden ellerimle. Çocuktum nasıl sevileceğini bilmeden, sevdim mesaisi bitmeyen acının bendini.
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Çok sıkıldım. Daha fazla okuyamayacağım.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta