24.12.2003 Ankara/Altındağ
Sapsiyah bir akıntıydı zamanlar;
Kayaların içinde rutubetli odalarından fışkırıyordu.
Yırtık kanatlarıyla kuzgunlar,
Çakmaktaşı bulutlara sürtüp kıvılcım çıkarıyorlardı.
Gümüş zırhı yosun tutmuş bir melekti—
Suya eğilip nefesini bıraktı:
Durgun yüzeyde bin yıllık bir çan titredi.
Dağların derin göğsünde
Kütle halinde salındığını duydum;
Her dal, unutulmuş bir harp teli gibi gıcırdıyordu.
Bütün vadi, insanın asla öğrenemeyeceği
Korkunç bir sırla soluk alıyordu.
Fakat rüzgâr, ah o vahşi ve kanatlı rüzgâr—
İnsana kara çalıyor, kalbini açıyor,
Yolcuyu yalnızlığından söküp alıyor.
Kayıt Tarihi : 17.11.2025 16:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!