Gül kokulum
bana senin sevdan yeter, yeter'ya.
Kokun yüreğime sinmiş
kokunu hissedemediği zaman ölüyor, ölüyor'ya.
Zannetme gül kokulum
elli dal dolaşır yüreğim.
Seni arar yaban, dalarda bulamaz
başka hiçbir gülle, ruhu doymaz...
Nereden seçtim
mesleğim olmasada gönül yazmacılığını bilemem.
Seninle kazandığım deneyimim olsaydı
koku uzmanı olurdum, gül kokulum.
Kokun ve sevdanı, harç eder
COŞAN GÜL, parfümünü imal ederdim.
Gül kokulum
bana senin sevdan yeter, yeter'ya.
Kokun yüreğime sinmiş, sakın silme'yaaaa...
Gül kokulum
bak yine burnumdasın, buram buram.
Benimle olanlar, üzerime sinmiş kokunu
hissediyorlar.
Gül kokulum
bana senin sevdan yeter, yeter'ya.
Kokun yüreğime sinmiş, sakın silme'yaaaa...
Son derece alımlı bir kadın, her zaman kendi ayakları üzerinde durmayı başarmış başarılı bir iş kadını, kimseye boyun eğmeyen güçlü bir karakter olan Suna Hanım’ın bir hastalığa yenik düşmesi ve günden güne vücudunun eriyerek ölüme doğru ilerleyişi beni en çok etkileyen bölüm oldu..
Kitabın başından beri son derece güçlü bir karakter olan Suna’nın da zayıf yönlerinin olduğunun ve ölüme doğru giderken hayatını sorgulaması, şimdiye kadar hayatında yer vermediği duyguları, korkuları yaşamaya başlaması, özellikle de ölüm korkusu çok güzel
Cahit İpekoğluKayıt Tarihi : 31.12.2002 13:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!