Asırlardır vatanın bağrından akar Çoruh.
Sığmaz dar geçitlere etrafı yıkar Çoruh.
Onu ne yüksek dağlar, ne gür kaynaklar besler,
Onu bu kutlu yola engin denizler sesler.
Donduramaz en çetin, en soğuk kışlar onu,
Durduramaz en yalçın, en sarp yokuşlar onu.
Çoruh Anadolu’nun yüreğidir çağlayan,
Çoruh’ta akan sular, su değil sanki volkan…
Şehitlerin kanıyla hayat verir Kop Dağı,
Odur Çoruh’u tutan, tutuşturan ocağı.
Toplanırdı dağların özünden damla damla,
Akardı vadilerden her mevsim ihtişamla.
Koptu serin sularda ne zaman ki fırtına,
Bir esaret kemendi vuruldu boğazına.
Akarken çağlayarak öz vatanında özgür,
Bir garip çeşme gibi yâd ellere dökülür.
Etmez onu teselli, ne sel ne de yağmurlar,
Dindirmez hasretini her bahar eriyen kar.
Ayrı düşeli yurttan mahzun, bulanık akar,
Memleket özlemiyle sinesi yanık akar.
Ne zaman son bulacak Çoruh’taki bu hicran,
Ne gün kara bulutlar kalkacak hudutlardan.
Şahlanacaktır elbet coşkuyla bir gün Çoruh,
Türk’ü tüm deryalara hâkim kılacak bu ruh.
Kasım 2011
Kayıt Tarihi : 9.6.2012 13:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!