Bugün Beyazıtta
medresesinde Çorlulu Ali Paşanın
iki demli çaya katık edip kederi
kazan kaldırdım içimdeki şeytana!
Ağır konçlu çizmeler ve iktidara bir hırsla
İttihat ve Terakki! Nerden çıktın hayrola?
Ahmet Samime kasıt şu masada halloldu,
Tanînde Hüseyin Câhit, zehir zemberek kalem...
Ha bire tekrar eder:Ey hürriyet çok yaşa!
Neyzen, duvara yaslı yine kadeh cebinde,
24 Temmuza inat, bu aleme Hiç diyor
Elinde dokuz boğum ıssızlığı çalıyor.
Fikret, ber-devam kızgın, Âşiyanla baş başa
İttihadın adı Enver; Terakki, Talat Paşa
Divan Yolu curcuna, Abdülhamit Yıldızda
Bâb-ı Âlî - Sirkeci, doğum sancılarında
Ahmet Râsim alkollü belli Tokatlıyanda...
Münâsebetsiz şuur, birden belgesel durdu!
Ne diyorduk...
Nargile râyihasıyla mezcedip efkârımı
ukalâ bir kederle saldım semâya.
Kimse farkında değil bendeki gel-gitlerin.
İstanbul istisnâ
Çünkü o: Müstesnâ!
Kayıt Tarihi : 26.1.2012 15:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!