Çöpe Atılmış Aşklar Şiiri - Namık Salih

Hadi Salim baba, Vakit geldi
Boş kalmasın ortam, Donatıver şu masayı

Haydi yarasın beyler… Size iyi muhabbetler,
Ben çekileyim şöyle köşeme,
Geçmiş teki vefasız misafirim geldi yine
Onunla Hasbehal edelim biraz
Ah ulan zalim, Yine aklıma düştün akşam, akşam
Zaten hiç çıkmıyorsun ki. Bir geldin, sonrada hemen gittin.
Ama! Hayalin gitmiyor bir türlü…
Bir somun ekmek, biraz bakliyat, birde çay
Bir tüp, birde tencere olsun, yeter dedin,
Tabağımız çok olmasa da olur ziyanı yok
Misafir gelirse de aynı kaptan yeriz dedin.
Limon pahalı olmasa da olur tuzumuz varya
Salatayı da tuzlar yeriz dedin
Başımızı sokacak bir ev olsun, Varsın kiralık olsun dedin, Ne de güzel dedin ya,,,,
Hepsi oldu ama! Sende yok oldun
Hani biber turşusu yapmıştık beraber,
sen gitmeden önce
Nede güzel olmuştu, Ama sensiz geçmedi boğazımdan
Hepsini komşulara dağıttım… işte böyle vefasızım…
O ev bomboş artık çokta sessiz kavga edende yok tartışanda
Oysa ben tartışmalarımızı bile özledim…
Sonradan barışması da güzel olurdu seninle,
İşte o yüzden sessiz şimdi heryer… herköşe sensiz

Bazı geceler gökyüzüne dalıyor gözlerim
Yıldızlarla kaplı oluyor her yer
Seni soruyorum onlara birer, birer
Hepsi de sen oluveriyorlar
Hangisine sorsam, O benim işte diyor.
Ama hiç biri de sen değildin aslında
Onlar gündüz olduğunda kayboluyorlardı
Oysa sen benim gece gündüz yanan
hiç solmayan yıldızımdın… Vicdansız…

Benim için sevmek hayatımıza anlam katmak tı
Engelleri çok, Zorlu ve vazgeçilmez bir serüven di
Yani emek vermekti, Sevinci kederi paylaşmaktı, Yani sorumluluk tu…
Yağmurda, fırtınada sığınak, Güneşte gölge olmak istedim sana.
Ay’ın görünmediği anlar da yıldız olup aydınlatmak istedim etrafını
Yüreğime kök salan mükemmelim din
sen benim be Ciğersiz…

Yoktu belki zenginliğim
3 – 5 kuruştu bütün servetim
Ama sen bana gelirken, yanına cesaretini almayı unutmuşsun,
Meğer çok korkakmışsın erkenden çektin gittin
Eeeee! Korkaklar başaklı buğday sapını yılan sanırlarmış,
İşte seninki de o hesap…
Birde orda burada anlatıp fakirliğimden söz ettin
Kendince beni rezil ettin
Bir hata ettim… Bin kere yüzüme vurdun
Birde utanmadan sordun, Sende erkekmisin adamısın dedin
Ulan ben seni o kadar çok sevdim ki
İhanetini bile pas geçtim, onu bile affettim, Be KİTAPSIZ… İşte ben bu yüzden
Adam gibi adamım beee … Adam gibi adamım.

Yağmurlu gecelerde sokak ışıklarının yolun üzerine vuran yakamozlarına çizdim resmini
Cümle aleme ilan ettim sana olan sevgimi,
Şimdi gözyaşlarımı boncuk, boncuk ipe diziyorum,
Sonrada tespih yapıp sabır çekiyorum… Zemheri gibi Karanlık, Uykusuz, Sensiz gecelerim de

Senin kaypak sevgine nasıl da aldandım. Şimdi başımı duvarlara vurup parçalayasım geliyor…
Yüreğim kanıyor şimdi, paramparça olmuş ciğerim durmadan kanıyor…
Nasıl da sinsice girdin dünyama, Bütün bunları hatırladıkça nefesim sıkışıyor
Ey Vefasız. Ey Vicdansız Ey benim saf duygularımın katili, Yüreğimde besleyip verdiğim sevgimin hırsızı…
Sevgisizliklere gelesin, Vefasızlıklara gelesin Ömür boyu ayrılıklara gelesin. Senin de yüreğin benden beter yansın, Ciğerin kanasın, Aşk acısından perişan olasın… Daha ne diyeyim… Allah Müstahakkını versin…

Şimdi her aklıma gelişinde delleniyorum, Kırmak istiyorum camı pencereyi, Parçalamak istiyorum sana inanan bu aptal kafamı…
Hatırlamak istemiyorum yüzünün hayalini, İçimi eriten o sahte gülüşlerini hatırlamak istemiyorum...
Enayice kandırılışıma isyan ediyorum Ve seninle yaşadığım her ana lanet ediyorum…
Şimdi Yine zemheri gibi bir gecenin koynundayım
Gece mi beni yaşıyor, Yoksa ben mi azap dolu bir geceyi yaşıyorum?
Çöpe atılmış bir aşkın burukluğunu yaşıyorum şimdi bir başıma
Bir yaralı yürek var bedenimde paramparça olmuş durmak üzere olan
Ve hiç durmadan kanayan, Per perişan bir yürek.

Şimdi yargılıyorum sana olan sevgimi, Ve işte verdim kararımı;
Bir daha,Sevmemeye mahkum ediyorum kendimi…

Peki!
Yüreğindeki yargılama dan sen nasıl kurtulacaksın
İyi biliyorum ki kendi bedenin de hapsolacaksın
Belki bir gün cezan bitecek kurtulacaksın
Ama kalemin kırıldı yüreksiz
Vicdan azabından, mühebbet’e mahkum sun…

Namık Salih
05: 09: 2009