Sen efsuni çöl gülleri gibisin,
Serabına dağ taş dayanmaz.
Delikanlı develer taşırlar;
Göğüslerinde sevgi kesesini...
Bir kervan gibisin uzakları,
Görüp ve şimdiye düşleyen…
Izdırabına susamış rüzgâr,
Uzak ülkelere seni bekliyor.
Mevsimlerin peşine gibisin,
Her çehre misalin veriyor.
Alıp verilen her gönül de,
Bu zalim kavga da eriyor.
İncinen her yağmur sesinde,
Ağlayan ve inleyen sensin.
Gözyaşlarında dağ ile taş,
Kırılıp dökülüp eriyor.
Bir rahmet et ey meşakkat,
Gök yanıyor yer ışıldıyor.
Azabın rahmetle muhakkak,
Gönül eriyor can eriyor.
Nedir bu azabın etle kemikle?
Ruhumun hasretten rüyası;
Bu sıska kalıba dar geliyor.
Azabın sana mı kar geliyor?
Sen efsuni çöl gülleri gibisin,
Büyüne yağmur olsa dayanmaz.
Kalemi elime tutuşturan gece...
Sabaha varsa da usanmaz...
Kayıt Tarihi : 27.3.2015 11:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)