Her dil bir rol kesmiş kendine sokaklardan
Kimi girmiş bir deliğe, yalan dolan
Kimi tadını çıkarır olmuş karanlığından
Makyajsız güzellikler cezbetmiyorken evliyaları
Evliya yaftasıyla yaşamak olmuş, üç boyutlu bir talan
Tozlanmış perilerin tozuyla arınan çocuklar büyüyor şehirlerde
Bir kurşun yarasının atlasında kayıp, onurlu bakışlar arıyorum
Kırk bir kere maşallah diyor deri parçaları
Sessizce akıyor oysa ki Tanrının gözyaşları
Bilinmezin inadına
Sabun kokusuyla çözülüyor yaşamın geri de kalanları
Mucizeleri şehir çöplüklerinde arayan kayıp ruhlar kadarım
Bir çöl fenerinde kum fırtınalarına yol gösteriyor şafağım
Adım yarınsızım
Bir saniye sonrasını hesaplayan yalan makinesine
Doğru için yalvaran gözler öldürüyorum yarım kalmış cümlelerle
İçinden aşk geçmeyen tüneller
İçinden yüzyıllardır hayat geçmemiş şiirler okuyorum
Yankılara muhtaç, rutubetli, kafiyesiz
Bazen parmaklarını yitirmiş bir terzinin
Kumaşın üzerindeki asaletine tercih ediyorum bizi
O an’dan itibaren aldırılmıyor doğmamış çocuklar/a
Masada cansız kalmıyor hiçbir sayfa
Sancı odalarında varoluyor şairler, çığlık çığlığa
Tabiat anasını, deniz anasını yitirmişcesine
Kimliğim kimin umurunda, Tanrım?
Şükretmekten kesilirken dilimin duyuları
Kör bir bıçağın affet mağduru oluyor hârf kırıntıları
Gökyüzüne grilerimi taşıyor içimin hafriyat duaları
Bir çekirge bile küfredebilir aslında kanatlarının hutbesiyle gecelere
Ortalık toz duman gibi
Yıldızsız gibi
Her neyse
Kayıt Tarihi : 20.6.2013 12:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!