Rüzgarın girdabında savrulan hayallerle,
Denizler köpük köpük dalgalar alabora.
Gözyaşları dizginsiz dönüşürken sellere,
Ufuk, kızıl kıyamet ardından kopar bora.
Toprakta yitirilmiş bereketin sureti,
Delik deşik atmosfer felaket işareti.
Bıçak soksan gölgeme,
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Devamını Oku
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Şiirdeki dünya gerçeğini ülkemize uyarlayan bir yorum, epeyce derin olmuş şiirin altını kazmışsınız gönlünüze bereket.teşekkür ederim.
Bu bir "ince plandı..."
Hani meşhur kıssa ya, "kurbağa" hikayesi,
Öyle...
"Makarna, pirinç, koli koli" başladı,Alıştırma,
Sonra "yazın kömürle!"
Sonra "banka kredisiyle emekli yaratmakla"
Dullara maaş bağlamakla!
Derken
Alıştı,
Bağımlı oldu!
İşte "çekirdek" dedikleri buydu!
Sonra zengin ettikleri
Kollayıp "ehil mi değil mi" bakmadan "adamına göre iş" buldukları,
Anayı, babayı, eşi, çoluk çocuğunu "parayla" baktırdıkları!
Hulasa "çalışmadan kazanan", yorulmadan mal, mülk sahibi olan bir "toplum" yarattıkları
Niyetlerin nereye doğru olduğunun belirtisiydi,
Anlamadık!
İşimize gelmedi!
Oysa binlerce yıl önce Konfiçyus söylemişti gerçeği, "Bana balık yemeği değil, balık tutmayı öğretin" diye!
Biz de tam tersini!
Derken;
"Açılım, saçılım"
Balyoz, Ergenekon,
Yargıyı ele geçirme referandumu,
Ayılmadık bir türlü!
Dediğinin tersini yapanları değil
"Gerçeği konuşanları" suçladık!
Ve olan oldu,
"Masal dinlemeyi, uyumayı, uyutulmayı" olağanlaştırdık,
"Nas" dediler,
Ekonomiyi "göz açıp kapayana kadar" dediler,
Nereden, nereye...
Artık şaşırmıyoruz değil mi Bülent Bey, Kardeşim...
Şaşılacak ne kaldı ki!
"Atı alan Üsküdar'ı çoktan geçti!"
Tebrikler "derilerdeki" şiire...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta