Günü kurtarma telaşından olsa gerek
Yitirilen ve çalınan yarınları göremememiz.
Geçmişe sünger ve perde çekmeyi becerebildiğimiz gibi
Keşke; sorunlarına da eğilmeyi ve üzerini aydınlatmayı becerebilseydik.
Karanlık ve izbe köşeye çekilip
Kamburlarla yaşamak zorunda kalmazdık her halde
Sen hala! ne varsa o yaşanır diye dur kaderde
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Anlamlı ve derin mesajlar veren harika bir çalışma. Tebrik eder, kaleminizi kutlarım.
anlamlı dizelerde,kamburlardan kurtulacağımız güzel günlere değerli dost,saygılarımla...
insani tanımak insanı sevmek
insani fikirlerinen beslenmek
eserler okuyup istifa etmek
eziyet çekmeyen varmıdır ustam
bugün okuduğum en harika bir şiir di bu eseriniz kutluyorum erdemle yazan kaleminizi ikinci tam puanımla saygılarımı sunuyorum eline sağlık hocam sağol
Ayılıp kurtulmalısın artık asırlık uykulardan
Yüzleşemediğin korkulardan
O dedi şu dedi bu dedi!
O kodu şu kodu bu kodu!
Bunlar hep dedi kodu
Boğulma küçük ayrıntılarda
Karanlık ve çıkmaz sularda
Tarih se belgelerle dolu
Yeter ki uzanabilsin adaletin kolu.
*****************************************
TAM YERİNDE..
Hakikatte böyle der:
mütemâdiyen uydurmalarla seslerini yükseltsinler de, biz, hak ve hakikati beyân ve ilân etmekte sükût edelim, susalım? Veya 'Biraz susun' gibi birşeyle, paravanalar, perdeler arkasında icrâ-i faaliyet yapan o gizli dinsizlere bir nevi yardım etmiş veya desteklemiş olalım? Aslâ ve kellâ, kat’ a ve aslâ susmayacağız! Ve hem susturamayacaklardır. Durmayacağız ve hem durduramayacaklardır. Bu can bu kafesten çıkıncaya kadar, bu ruh bu cesedden ayrılıncaya kadar, bu nefes bu bedenden gidinceye kadar...
DENİLMİŞTİR.
Selamlar..
Didaktik bir şiir...Mehmet Akif'in serbestle yazanını andırıyor üslup...Kolay gelsin Üstad
Değerli çalışmanızdan dolayı tebrik ederim.
Tespitler, teşhisler ve tavsiyeler mükemmel.
Değerli şiirinizin ilham ve ihsası olan birkaç satırı
ÇAM SAKIZI ÇOBAN ARMAĞANI OLARAK KABUL BUYURUNUZ.
Başarılarınızın devamı dileklerimle.
Selam ve dua ile.
Geçmiş ve gelecek mukayesesi,
Hak ve hakikati net bir şekilde ortaya koyan şair sesi.
Her harfinde ayrı bir hakikat namesi,
Atiye mesajla, mazinin hazin muhasebesi.
Geçmişi ile korkan yüzleşmekten,
Beklemesin hayırlı bir şey asla gelecekten.
Kamburlarımız, deve hörgücünü geç,
Yılan kıvrımlarından da çok.
Hazık bir hekimin neşterinden başka çare yok.
Gerekmez ahtapot gibi,
her yere hukuksuz uzanan kesilecek kol.
Varsa zayi olmuş meşru ve makul hak,
Zulme, gadre uğramışsa mazlum halk,
Tek bir çaresi var,
O da!
Adaletle hareket edecek hukuk dairesi içinde yol.
“Aç gözünü doğrulmaya çalış
Ne kadar gerse de bu kamburlar, acıya alış
Dim dik durabilmeyle kazanılır bu yarış
Vur neşterini bu çıkıntı yarana
Narkozcuları sokma arana
Uyumak vakti değil, uyanmak vakti
Ayılıp kurtulmalısın artık asırlık uykulardan
Yüzleşemediğin korkulardan”
Neşteri vurmalı,
Yaraya hiç korkmadan,
Narkozu ve narkozcuları kaldırıp aradan.
Yetişir birkaç asır süren bu uğursuz uyku,
İzzetli yaşamak hakkını vermiş korkusunu yenenlere yaradan.
Korkunun ecele faydası yok,
Korkağın hakkı hayatı olsa da,
O da izbe bir kuytu.
tebrikler dost yürek
O dedi şu dedi bu dedi!
O kodu şu kodu bu kodu!
Bunlar hep dedi kodu
Boğulma küçük ayrıntılarda
Karanlık ve çıkmaz sularda
Tarih se belgelerle dolu
Yeter ki uzanabilsin adaletin kolu.
Hamit Korken
Haz üstadım; Çöküntü yaşamın Çıkıntı Kamburları, başlıklı şiirinizde temas etmiş olduğunuz konu ve tavsiye yerinde. Başka çarenin olmadığı yerimizde saymaktan başka bir işe yaramayan beklemelerdense; vurmak lazım narkozsuz neşteri. Aynı meselelerin gündeme getirilerek ilerlememizi engelleyen ve boşa geçen zaman bizlerin kaybından başka bir şey değil. Özellikle aşağıdaki mısralar ne güzel bir özet yapmış.
Tarih se belgelerle dolu
Yeter ki uzanabilsin adaletin kolu.
Çalışmanızdan dolayı sizi kutluyorum.Ant.lis. Saygılar
her zaman olduğu gibi usta kalemin yine gündemi yakaladığı
dolu dolu bir şiir okudum teşekkürler
Bana dokunmayan bin yaşasın zihniyetiyle,yaşanmışlıklara duyarsız kalmışız.Yaşanmışlıklarla yüzleşmeye gelince korkak adımlarla oradan uzaklaşmışız.Ne kadar kaçarsak veya görmezden gelirsek gelelim, geçmiş bir kambur gibi sırtımızda durdukça, nereye kaçarsak kaçalım oda sırtımızda bizle gelecektir. Artık durup tarihle yüzleşmeli.Kamburlarımızdan kurtulmalıyız..
Saygılarımla....
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta