Çöküntülü yaşamın,Çıkıntılı kamburları

Günü kurtarma telaşından olsa gerek
Yitirilen ve çalınan yarınları göremememiz.
Geçmişe sünger ve perde çekmeyi becerebildiğimiz gibi
Keşke; sorunlarına da eğilmeyi ve üzerini aydınlatmayı becerebilseydik.
Karanlık ve izbe köşeye çekilip
Kamburlarla yaşamak zorunda kalmazdık her halde
Sen hala! ne varsa o yaşanır diye dur kaderde
Sırt üstü yatmayı,yürümeye ve koşmaya tercihleyen
Hangi yolu aşabilmiş ki zamanda
Sen ise takılıp kalmışsın gümanda
Tarihin asla af edemeyeceği hataları
Hangi mantıkla af edegelmişiz
Onu da anlamış değilim
Sanırım o günlerden kalma
Sorunlara; bizdeki bu ürkekçe eğilim.
Eğilmekten!
Sırtımızdaki kamburları da göremez olduk
Ha bu gün ha yarın derken
Kambur üstüne kambur vurdurduk
Bel ki asırlardır sergilene gelen
İğrenç ve görsel sahne oyunlarını
Hacivat ve Karagöz perdesine çevirmemiz de işin cabası
Bulandırılmış suda neye yarar ki hukuk çabası
Aç gözünü doğrulmaya çalış
Ne kadar gerse de bu kamburlar, acıya alış
Dim dik durabilmeyle kazanılır bu yarış
Vur neşterini bu çıkıntı yarana
Narkozcuları sokma arana
Uyumak vakti değil, uyanmak vakti
Ayılıp kurtulmalısın artık asırlık uykulardan
Yüzleşemediğin korkulardan
O dedi şu dedi bu dedi!
O kodu şu kodu bu kodu!
Bunlar hep dedi kodu
Boğulma küçük ayrıntılarda
Karanlık ve çıkmaz sularda
Tarih se belgelerle dolu
Yeter ki uzanabilsin adaletin kolu.