Çoktan beri yollarını gözlerim
Hatırım sormaya yar sen mi geldin
Gönlümün yemişi bağı bostanı
Ayva ile turunç nar sen mi geldin
Gelip şu yanımda oturan mısın
Serimi sevdaya yetiren misin
Ağır yüklerimi götüren misin
Katar maya ile dür sen mi geldin
Yüzünde benlerin hindidir hindi
Bilmem melek midir arştan mı indi
Bir su ver içeyim yüreğim yandı
Ağustos ayında kar sen mi geldin
Bülbüller ötüyor hüsnün bağında
İntizarım kaldı göğsün ağında
Elim kelepçede cellat önünde
Derdimin dermanı car sen mi geldin
Ol nesl-i Adem'in belinden misin
Gülşen bahçesinin gülünden misin
Firdevs-i Ala'nın ilinden misin
Cennet-i Ala'dan hur sen mi geldin
Pir Sultan Abdal'ım sen seni döşür
Yarin sevdaları sere ulaşır
Türlü libasları giyer kuşanır
Çarşılar bezenmiş al sen mi geldin
Kayıt Tarihi : 1.10.2003 23:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İntizarım kaldı göğsün ağında
Elim kelepçede cellat önünde
Derdimin dermanı car sen mi geldin
Dedin dermanı sadece ondadır
Mekanı cennet olsun saygıyla anıyorum
Bir Güzelin Aşığıyım
Bir güzelin aşığıyım erenler
Onun için taşa tutar el beni
Gündüz hayalimde gece düşümde
Kumdan kuma savuruyor yel beni
Al gül olsam al gerdana takılsam
Kemer olsam ince bele sarılsam
Köle olsam pazarlarda satılsam
Yarim deyi al sinene sar beni
Abdal Pir Sultan'ım gamzeler oktur
Hezaran sinemde yaralar çoktur
Benim senden özge sevdiğim yoktur
İnanmazsan git Allah'a sor beni
Pir Sultan Abdal
Ağlamaktan ama oldu gözlerim
Özledikçe tutar yine özlerim
Özlemler tutuşmuş yar sen mi geldin?
Teşekkürler
Mim Kemal Ertuğrul
TÜM YORUMLAR (3)