Basamakların hemen hepsi, birkaç tane merdivenler.
, Zıplıyor çıkıyorum, tümünün içindeki bir çoğunluktan.
Varıyorum biri bittiğinde merdivenlerin bir diğerine.
Bakmışım, basamaklarda mı sır, yerlerde kalan detay:
Öyle bir çatlaktan görülmemiş yerlere varıyorum.
Orada bir ışık patlayınca anlaşılıyor ki o bir yay
ufku görünmeyen tavandaki o ampül, çıkarıyor kendini
olmayan, mimci beyaz, deniz fenericesine ak ve pak
elleriyle ve bana taktırıyor oraya yeni bir duy –
Eskisinin yerine- sonra gene giriyor kovuğa aynı cüsse.
‘Burası neresi? ’ soruyorum. “Orta değer..” diyor
“..merdivenlerin inip çıktığı.” ‘Orası, dünyaydı’, söylüyorum.
“Evet, orası dünyaydı ama orta değerler burası.”, ekliyor
Gereksizin suladığı anlamsız bir suda çırpınma ile;
‘Peki, çıkmanın yolu ne buradan? ’, diye soruyorum.
Niye fısıltıyla konuşurken bağırış gibi geldiğini sarfetmiş
olduğu –onun- kelimelerin, bilmiyorum. Onu hiç bilmiyorum,
bunun için mi böyle kemikleşmişçesine sabitlenesi
bin balıklama, demir atılanın okyanusuna?
Akın AkçaKayıt Tarihi : 5.8.2005 09:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
dünyanın merdivenini çıksan da,içimizdeki yolculuk
'orta değer'dene ,dünyanın tam da merkezi olan ,içimizin derinliğine yüreğe gider...
'Gereksizin suladığı anlamsız bir suda çırpınma ile;
‘Peki, çıkmanın yolu ne buradan? ’, diye soruyorum. '
çıkmanın yolu bence,daha yüksek bir amaca doğru yelken açmayı denemek...
'bin balıklama, demir atılanın okyanusuna? '
evet,işte tüm duyguların hem koştuğu,hem de çırpındığı yer...aşk kuyusu!..
kutlarım akıncığım...
TÜM YORUMLAR (2)