Çok Yabancı Bu Ayrılık Bize

Handan Koca
86

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Çok Yabancı Bu Ayrılık Bize

Ne kadar da yabancı bu satırlar şimdi bize. Hep seni sevdiğimi yazarken ayrılığımızı yazmak ne kadar da acı. Senin için seçtiğim harflerim bile şaşkın bu terk edişe. Kâğıdım beyaz gibi görünse de değil aslında. Hatta yazılarım dahi okunmuyor yokluğundan kararan sayfada. Yazarken gördüğüm tek şey karanlık. Sen gittin gideli hiç bir şey beyaz değil aslında. Koca bir kuyunun içinde gibisin. Karanlıktan kurtaramıyorum seni. Olur, da kurtulmak istersen bütün masal kahramanlarım emrinde. Hadi çağır bizi.

Üzerimize bir beden büyük geldi bu ayrılık. Hatta hiç yakışmadı bize. Beyaz bir kıyafetin üzerinde bir kan lekesi nasıl göze batarsa ayrılıkta öyle duruyor bizim üzerimizde. Hıçkırıklarım yüreğime batıyor geceleri. Aslında hiç yaşanmamış sayamaz mıyız? Mesela bir veda sahnesinin provasında olsak ne çıkar. Uzun sürdü biliyorum ama biz istersek biraz sonra kapanır perde. Bir alkış tufanı kopar ve güzel oynadığımız için tebrik eder bizi seyirciler. Hadi bitsin artık bu oyun, bu kadar gerçekçi olmak zorunda değiliz.

Çok üzgünüm, üç yanlış bir doğruyu götürürken, üç ayrılığın da bizim aşkımızı biteceğini fark edemedim. Sen ben den gidip ayrılık bize yaklaşırken ne sana; gitme diyebildi dudaklarım, nede ayrılığa; gelme. Öyle kararlıydın ki gitme desem bile aşkımızı ezip geçecektin sanki. Bütün aynaları kırıp gidecektin. Oysa şimdi bütün aynalarım yüzsüzleşti. Sen yokken aynalarda göremiyorum kendimi.

Nereye kadar bu bilinmeyen bekleyiş? Peki, mevsimlerin benimle zoru ne? Neden her yağmur yağdığında ağlıyorum? Neden ağlarken kopuyor içimdeki erozyonlarım? Gözyaşlarım kaç ormanı yok etti tahmin edemezsin. Güneş sensiz tenime değerken öyle yakıcı oluyor ki çok acı çekiyorum. Bir tek yağan karlar düşmedi yüreğime. Ateşler içindeki sevgimi hiçbir şey söndüremedi.

Söylesene sevgili ayrıldık deyince sahiden ayrılıyor mu insan aşktan. Parça parça ayırdın mı bizi? Daha iyi anlaşılabilmesi için hece hece böldün mü? Bir şiirin en önemli kıtasını söküp attın mı? Peki hiç mi özlemedin beni. Hiçbir yerde kokuma rastlamadın mı? Yanından geçen bir yabancıyı ben gibi çekmedin mi içine. Resimlerde gülerken biz, gelecek ağlamadı mı bizsizliğe. Benim gibi kimlerin elini tuttun. Sıvayıp paçalarını, sahilde kiminle izledin denizi. Peki ya ben, şimdi kimi karşılarım tren garında. Koca şehirde el ele gezerken, oturduğumuz bankta nasıl öksüz bırakırım aşkımızı. Nasıl ayırdın bizi sevgili, en anlamlı parçamızı hangi tozlu rafa kaldırdın. Hiç olmazsa defolu aşklarının arasında olmasın sevgimiz. Üzeri yırtık, sökülmüş geçmişimizin en başına koy bizi.

Bütün yaşadıklarımızın içinde hangisi gerçekti. Ayrılığımız mı yoksa sevgimiz mi? Ne kadar yalan biriktirdik bu ayrılıkta. Kaç cümlemizde sevdiğimizi inkâr ettik. Her şarkı içimizde yaralar açarken kaç kere duymazlıktan geldik. Kaç kere ihanet ettik bize. Üflesem şimdi, kaç şehir sonra hisseder tenin nefesimi. O kadar uzak mısın bana? Yoksa içimde taşıdığım yüreğim kadar yakın mı? Uzaklığının bana hatırlattığı tek gerçek ayrılığımız.

Her sabah pencerelerimi açıp odalarca biriktirdiğim ayrılıkları koca boşluklarda özgürleştiriyorum. Bir sonraki gecenin yalnızlığına gebe kalıyor ruhum. Meryem kadar kutsal değilim biliyorum. Fakat ben her gece, senin gidişinle bir ayrılık doğuruyor, yalnızlığını ise bir ana gibi bağrıma basıyordum. Her doğum sonrası çığlıklarım kopuyor sağır duvarlarımda. Bir anne gibi seviyor, okşuyor ve gözyaşlarımla doyuruyordum karnını. Özlemini sürüyordum üzerine ve mis gibi hasret kokuyor ayrılık.

Hiçbir zaman silinmiyor bu ağır tahrike dayanan ayrılık. Bir sonra ki celsede karşılaşmak umudu ile gidiyoruz. Benim kurşun kalemde onayladığım imzalarım çoktan silindi. Oysa senin tükenmez uzaklıklara attığın imzalar hala duruyor. Cebimde saklı, eski bir vesikalık gibi duruyor hasretin üzerimde. Özledikçe çıkarıp bakıyorum özlemine.

Kızma bana bu ayrılığı bir türlü tanıyamıyorum. Çok yabancı bu ayrılık bize. Kabul edemiyorum ona benzediğimizi. Gözlerimden okunmamalı yokluğun. Dillerim bitti dememeli. Ellerim öksüz kalmamalı ellerine. Yüreğim senin yüreğinin kıyılarında gezmeli. Gemilerim hep sana kalkmalı limanlarımdan. Bir sonraki limanda yine ben karşılamalıyım seni. Hiç uğurlamamalıyım seni. Arkandan su dökmemeli ellerim. Ayrılığı tanıyamıyorum fakat suç bende değil. Giderken hiç olmazda sıcaklığını bırakmalıydın. Şimdi bu çat ayazlarda çok üşüyorum

Hangimiz ateş hangimiz demir bilmiyorum. Hangimiz nar hangimiz demir. Kim, kimi şekillendiriyor. Kim, kime acı veriyor bilmiyorum. Fakat ateşsen yak şu ayrılığı. Nokta isen bitir şu ayrılıkla dolu cümlelerimi. Kalemsen çiz ayrılığın üzerini. Güneşsen aydınlat beni. Rüzgârımsan gökyüzüne çıkar uçurtmalarımı. Hadi sana hasret kalan yüreğimin başkenti ol. Gurbet eller için ağlatma beni. Aşkım için alnımdan süzülen terleri ellerinle sil. Çok yoruldum sensizlikle savaşmaktan. Kaldır beni düştüğüm yerlerden. Bir ağacın gölgesindeymişim gibi dinlendir beni. Ayrılığı var eden yokluğunu da alıp gel. Gel de varlığınla tam kalbinden vur şu ayrılık denen illeti.

Handan Koca
Kayıt Tarihi : 24.5.2010 13:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Vecdi Murat Soydan
    Vecdi Murat Soydan

    Benim kurşun kalemde onayladığım imzalarım çoktan silindi. Oysa senin tükenmez uzaklıklara attığın imzalar hala duruyor. Cebimde saklı, eski bir vesikalık gibi duruyor hasretin üzerimde. Özledikçe çıkarıp bakıyorum özlemine.


    Nefis bir nida bu.... Ayrıca duygusal, romantik ve biraz da hüzünlü.
    Beğeni ile okudum,

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    Duygusal bir iç döküş ve sesleniş. Kendime şaşıyorum bazen. Hiç romantik değilim ama aşk şiirleri yazıyorum. Başka bir benlikten seslenmek zor gelmiyor. Ancak böylesi bir uç duygusalllığa varan şiirim veya yazım yok. Yarı gerçekçi, yarı düşsel bir duruş sergilediğimin farkındayım. O yüzden biraz da imrenerek okudum. Kutlarım....

    Cevap Yaz
  • Karçiçeği Nazar
    Karçiçeği Nazar

    Hangimiz ateş hangimiz demir bilmiyorum. Hangimiz nar hangimiz demir. Kim, kimi şekillendiriyor. Kim, kime acı veriyor bilmiyorum. Fakat ateşsen yak şu ayrılığı. Nokta isen bitir şu ayrılıkla dolu cümlelerimi. Kalemsen çiz ayrılığın üzerini. Güneşsen aydınlat beni. Rüzgârımsan gökyüzüne çıkar uçurtmalarımı. Hadi sana hasret kalan yüreğimin başkenti ol. Gurbet eller için ağlatma beni. Aşkım için alnımdan süzülen terleri ellerinle sil. Çok yoruldum sensizlikle savaşmaktan. Kaldır beni düştüğüm yerlerden. Bir ağacın gölgesindeymişim gibi dinlendir beni. Ayrılığı var eden yokluğunu da alıp gel. Gel de varlığınla tam kalbinden vur şu ayrılık denen illeti.

    hangi ayrılık varki böyle yazdırmasın hangi karşılıksız sevgi varki yüreği kanatmasın sevdanın en acıtan yanıda bu değilmi keşkeleri dinlemeyen bir yürek

    harikaydı kutlarım kaleminizi

    Cevap Yaz
  • Ayşe Yarman Öztekin
    Ayşe Yarman Öztekin

    Ayrılığın hüzünlü, buruk ve içinden çıkılamaz ruh halini, çok güzel ifade etmişsiniz.
    Kutlarım.
    Sevgilerimle.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Handan Koca