Çok sıkılgan bir akşamdı
Yok, mu sıkılmaların basit bir çaresi
Kendimizi kandırmadan bir şeyler yapmak gerekiyordu.
Gene yağmur yağıyordu İstanbul’a.
Çatı akmıyordu sağlam yapmıştım son sefer.
En son düşüp kafayı sağlam vurunca damdan iyi fikirler gelmişti aklıma.
Demek ki bazen acı çekmeden iyi kararlar alamıyorduk
Yâda acılar iyi karar aldırabiliyordu zor zamanlarda
Zor zamanlar hiçbir zaman bitmezdi.
Tarih tarih olalı hep bu derin devinim içinde dolaşır dururdu
Sultanahmet’in kesme taşları, oturma bankları da ıslanmış
Sığınacak bir kıyı aramakta insan
Yağmur neyse de bu soğuk fena vuruyor
Beklerken insan ciğeri üşüyor en beyaz tarafından
Eller donmuş ayak parmak uçları sızlamakta
Adım mı atıyordum zıplıyor muydum bilmiyordum.
Işıklar içinde bir şehir öyle kalabalık ki
Öyle yalnız ki
Bunca yalnızlığı nasılda kendi içine sığdırabiliyordu
İnsanların yüzlerinde hep bilindik hikâyeler üflenmişti
Aslında tam olarak üflenmemişti
Sen kendi hikâyeni kendin yaz
Sonra kader diye Yaratanı suçla o da akıl sır alacak bir şey değildi.
Zaten bu numarayı son zamanlarda kimselerde yemiyordu
Hemen kendim ettim türkülerini sana hatırlatıyorlardı
En acil ve en hüzünlü tarafından
İnsanlar kendilerini kandırmayı çok seviyordu
Aynalara bakarak yalan söyleyebiliyorlardı
Başkalarının yüzüne bakarak ta yalan söyleyebiliyorlardı
Yalan sevmeyiz ama kullanmayanımız yok gibi
İstanbul gibi şehir var mı?
Darılmayın diğer şehirlerim topraklarım
İstanbul da bütün toprakların izi var
Ben hepsinde biraz sizi sevdim
Biraz sizi özledim hepsi bu.
Doğduğun şehrin bir yansıması bu değildi
Soluduğum hikâyemde en güzel mekân sendin İstanbul.
Şapkasız a harfini kullanmak istemiyorum ben
Kim nereden çıkardıysa
Fena halde sinirimi bozuyordu
Yağmurda soğukta sinirimi bozan şeyler
Tek bu değildi zaten
Bir bahanem olsun üzüleyim istemiyordum
O kadar çok üzülecek hüzünlenecek şey vardı ki dünyada
Ne kadar kaçsan hep içine düşerdin
Koşmadan teslim olmak asla istemezdim.
Belayla ihanetin kokusunu kilometrelerce öteden
Şimşek hızıyla alıyordum
Söylediklerim oluyordu
Söylemediklerimde oluyordu
İstemiyordum hiçbir şeyi
Sıkılgan akşamları da
Affedersiniz ama bazen siz insanları da istemiyordum
Siz insanları diyerek kendimi
Ne kadar ayrı tutsam nafile
En ortalarınızda bir yerdeydim
Bazen kendimi yokmuş gibi yapmak isterdim
İllaki biriniz düşüncelerimin en güzel yerine
Parmak dolarsınız
Rahat durun tek bir gün
Dişimi kırarım
Hiç uslanmayan Yaratan’ın kullarıyız
Kimileri kuluz der
Kimileri bir şey demez
Ne derseniz diyin
Gerçekler hiç değişmez
Bazı şeyler hiç değişmez
Sıkılgan akşamlarda
Çenem susar
Yüzüm susar
İçim susmaz nedense
Yıkmak isterim her yeri ama
Genede kıyamam içindeki güzel anılarla dolu bu şehre
Hayatın içinde kalmamız için mutlaka güzel bir sebep vardır
Yeter ki onu aramasını bilelim.
Bazen bir anıda
Bazen bir kaldırımda
Bazen bir öpücükte
Herhangi bir çiçekte
Yâda küçücük bir el
Sizin elinize muhtaç
Çok güçlü olmak zorunda değildik hiçbir zaman
Yaşamaktan korkmayalım yeterdi
Bir resim vardı elimde
Küçüklükten kalan
Yüzüm gözüm kir pas içinde
Bir ilkokul kıyafetinden
Sisli bir şekilde geleceğe bakıyormuşum
Ya yedisinde neyse insan
Yetmişinde de o olur derlerdi inanmazdım
Birisi şu sıkılgan akşamları vurabilir mi?
Gönüllü olarak suçu paylaşmaya hazırım.
Beklerim.
Giderim.
Susarım.
Sustum.
Cidden sustum.
Kayıt Tarihi : 20.1.2007 00:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!