...
Çok şey anlamsız..
Anlamsızlığın çokluğunun yarattığı boşluklarda asılı bir yüz Aşk..
Yazık diyorum kendime,
yazık..
Kaçıncı kez kırılışı hayallerimin
hâlâ mı akıllanmadım? ...
Seni sussun diye içimde
yapmadığım soytarılık kalmadı yüzümde..
Güldüm, gamze çıkardım, dişlerimi gösterdim
ama kimseyi kandıramadım..
Yüzümün aldığı her şekil daha da sana benzedi..
Ağzımın içerisinde,
tadilat nedeniyle kapalı olması gereken adın
dilimi kandırıp,güzelleşmek için çalıştı hep.
Neden mi unutamadım?
Bütün benliğim saflarına geçmişti.
Ben seni unutmak için gerekli ne varsa
sana gereğinden çok kendimi verdiğimden kaybetmiştim çoktan..
Geriye tek çare diyebileceğim bir şey de kalmadı..
Kalkıp, kaldırım taşlarını yerinden sök
adımlarının altından döktüğün Aşk, iz bırakmasın.
Bunu da yap, içinde kalmasın..
Kördüğüm gecelerde ördüğün ağlara takılıyorum
Örümcek beyninin salgıladığı ayrılıkla uyuştum,
ömrümü yiyorsun azar azar,
İpliğini pazara serecek kadar açık ettin aslında sen kendini en baştan.
Sorun bende.
Ben,
bilerek serdim yerlere kendimi
Çok sevdim diye,
Hoşgeldin diye,
Buyur diye,
Gitme diye..
Bunları diye diye kaybettim kendimi..
Çok şey anlamsız..
Adım gibi,
yaşadığım gibi,
Sen gibi,
Ben gibi,
Aşk gibi..
Şiir içinde bahsi geçen her şey hayal ürünüdür..
Hayal bir üründür,
bizden çalınıp, bize pazarlanır..
Kayıt Tarihi : 5.8.2011 21:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!