Çok sevmişti kadın.
Gözlerinin kanından akıyordu yüreğine sustukları. Eteğini ıslatmış, gözlerinin pişmanlığından dökülen boncuk boncuk damlalar parlıyordu ay ışığında. Öyle bir feryattı ki hıçkırıkları, dünya alem sağırdı sesine. Halini hatrını soran herkesin dili kesikti o gece. Yanındayım diyenler sırtını dönmüş, yanına bıraktıkları katil duyguların pençesinden zor kurtulan, baştan aşağı darmadağın cümleler vardı hıçkırıklarına karışmış boğazında. Usulca vardım yanına. Umutlarını süsleyen o cıvıl cıvıl gece, cenaze evini aratmayacak kadar çok sessizdi. Görmemişti beni. Ürküldü birden omuzuna dokunmamla. Korktu önce, iri iri gözlerini açarak. Birkaç saniye çehremi süzdükten sonra, otur bayım dedi, yanına koyduğu çantasını, dizlerinin üstüne alarak...
Başımı öne eğerek çöktüm yanına. Dünya dedim, çok mu zalim, ya da biz mi çok alimiz kendi dünyamızda. Başını birkaç kez hafif hafif salladı. Biraz sustuktan sonra, paltosundan buruşmuş sigara paketini uzattı. İlk defa orda içmiştim sigarayı, hiç belli etmeden. Ve ilk defa bu kadar yakın hissetmiştim kendime sigara dumanının kokusunu. Benim de, onun acı dolu yumrukları dan pek farkım yoktu belki. Ama o an, rahat olan vicdanımdan başka birşey yoktu üzerimde. Yoksa, hayatımda ne var ne yok, onun gözyaşlarına bağışlayacaktım.
Ekledi sonra, derin bir nefes çekerek. İnsanlar hep böyle gider mi dedi? Yüreğine kazıdıkların, yüreğini sökerek mi gider? Nefesini omuzunda hissettiklerin hep nefesini keserek mi gider ömrümüzden. Eylül diye bir mevsim var hele. Düşmesin ağzına kimsenin, yapraklar dökülmeye başlayınca, toplanıyor gönülden düşenlerin veda bohçası. Dedim ya suçlu olan eylüldü işte. 'Seni seviyorum' diyen koca yüreklerin başı eğilmiş, yerini, 'seni yine seveceğim' cümlesinin tatminliğinde, masumiyet rolündeki beyaz kanatlı meleklere bırakmış. Aslını istersen dedi, suçlu olan bizlerdik yine. Neden diyecek olursan bayım, oyunu her zaman güzel oynayan kazanır. Oynamayı bilmiyorsan, ya da sana göre değilse bu oyunun kuralları, çekileceksin sahadan...
Haklıydı, sonuna kadar haklıydı hemde. Ülkesine misafir gelip, malını mülkünü yağmalayan hainlerden farkı yoktu gözlerinden boşalan vaatlerin. Adı batsın, ömrümüze ömür katsın diye, gönlümüze aldığımız insanların, ömrümüzden ömür alan sevgilerinin....
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta