Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece
O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış
Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti
O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış.
Uzayan saçlar, alnında avuçlarımızın
İste o, insanin bir yerde, aşka boyun eğmesi
Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek
O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi.
Yanmak mi o eski cağlarda yanmak
Kul olup savrulmak rüzgara karşı
İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin
O çok sevmek, kanımızın o ilk akısı.
İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler
Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan
O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu
O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın
O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın...
Kayıt Tarihi : 28.8.2000 18:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yaşayan
Hem de "iliklerine kadar" yaşayan bilir
Ancak...
İşte o "imgeler"
Yanardağlar,
Dalgalar, deli gibi akan ırmaklar,
"Damar damar..."
Bir şair yazar,
Kimi anlar, kimi hep "anladığı kadar!"
Rahmetle anıyorum gençliğimizin şairini...
Ne mutlu, Allah'ın kullarına takdir ettiği meşru, fıtri, makul ve vasat ölçülere riayet ederek bu dünya imtihanını yüzünün akıyla bitirip, ahiret yurdundaki baki cennetleri hak eden Mü'min ve Müslümanlara.
O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın... Şairi saygıyla rahmetle anıyorum...
TÜM YORUMLAR (5)