Çok insan tanıdım hiç birinin kukladan farkı yok.
Ne yöne çekersen o tarafa gidiyor.
Bu durumdan ne zevk anlıyorlar hiç anlamıyorum.
Bazen bi hışımla birşeyler karalıyasım geliyor.
Sonra siktir et diyorum kendi kendime atıyorum bi kenara. Susuyorum hep yaptığım gibi yine susmayı tercih ediyorum. Çünkü ne kadar dil dökersen dök insanlar sadece kulaktan duyduklarıyla hareket etmeyi kendilerinden daha çok seviyorlar. Tıpkı bir radyo gibiler, yarın bu saatte aynı şarkıyı çalıp, aynı hayal kırıklarını yaşatıyorlar.
Ve bu son diyerek, günde kaç defa kendilerini avuttuklarını sorsan hiç biri doğru dürüst cevap vermez.
Sonra tekrar kapını çalıyorlar, içinde o kadar sinir kin nefret olmasına rağmen, gözlerine bakıp tebessümlerine kıyamadığımız için gövdemizi açıp kalp damarlarımızdan içeriye alarak yeniden yine en üstünde yer almalarını sağlıyoruz, çünkü gitmeyecek gibi geliyorlar ve pek zaman geçmeden yeniden güneş batıyor, daha sonra cansız varlıklar ve dahası.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta