Çok Geç Olmadan Vakit Şiiri - Yorumlar

Muaz Kalaycı
40

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gül kokulu, menekşe desenli, boncuk gibi bir geceden kalan hüznümle yazıyorum bu satırları. Günler ayları, aylar yılları kovalıyor ve yelkovan; akrebi döndürmek uğruna ömrümden ömür çalıyor. Yüreğimin en hoyrat yerlerinden gelen sesler en bakirinden cümleler kurup gönüllere dokunuyor.

Sabah olmuş; güneş olanca heybetiyle odamın içine doğuyor… Odamın perdeleri ardına kadar açık. Penceremse hafif aralık... Sokaklardan çocukların sesleri yükseliyor. Kimisi top peşinde koşarken, kimisi de kucağındaki oyuncak bebeğinin saçlarını tarıyor. Bir horozun ötmesi, bir köpeğin iniltisi, bir de güvercinin çığlıkları geliyor kulaklarıma. Gönlümde inceden bir yalnızlık duygusu peyda oluyor, üzülüyorum.

Mahalle camisinin hoparlöründen İmam Seyid’in köz gibi sesi yükseliyor. Kurtuluşa davet adına beni çağırıyor. Dünyanın en güzel sözü ve en güzel notasıyla beni, kâinatın en güzel evine bekliyor. Sözler lâlüebkem oluyor ve bu davet karşısında dilimi döndürmeye cesaret bile edemiyorum. İnce ince dokunmuş, nakış nakış işlenmiş yeşil bir halının üzerine eğiyorum alnımı. O’nunla konuşuyorum. Yakarışların en yanık haliyle inşirahımı istiyorum.

Saflar dağıldı; sokakta yürüyüşe geçiyorum. Mahallenin en yaşlı amcası olsa gerek; kafamı, karşıya geçebilmek için benden yardım isteyen bir adamın sesine doğru çeviriyorum. Amcanın aksakallarına, ela gözlerine, mis kokan ellerine daha fazla dayanamıyor ve kaç yaşında olduğunu soruyorum; “100’den fazla” diyor; “Benim senin yaşlarında torunlarım var oğlum…”

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta