Çok geç kalmadan Şiiri - Necdet Arslan

Yaşamın en güzel günleri ‘daha erken’demekle geçer,sonra ‘çok geç’ olur…

Flaubert’in bu kaygısını anlamak hiç de güç değil.Edebiyat ve yaşam yörüngesine oturan o ünlü yapıtını;Madame Bovary’i okurla buluştuğu zaman büyük tartışmalar da peşinden gelmişti.
Bir yazısında ‘Madame Bovary benim’ diyen ünlü yazar,en üretken dönemindeyken; 59 yaşında evrenimizin en ünlü romancıları listesine adını yazdırmayı başararak yaşama veda eder.

Zaman çok önemli bizim için.’Daha erken-çok geç’ karşıtlığı ile kim bilir kaç kez yüzleşiyor ve kaç kez kaçırdığımız fırsatlardan dolayı yakınıyoruz.

Süreya,

‘Önce sevdiğiniz terk eder sizi
ardından uykunuz

sonra ne sevdiğiniz geri gelir,ne de uykunuz’
diye hayıflanırken yalın bir dille apaçık bir gerçeğin altını çizer.Paul Auster’in uyarı/öneri dolu sözünü işte bu nedenle ıskalamak istemem:

‘’Yaşamı gözyaşlarınla ödüllendireceğinize,gülüşünle cezalandır!’

As’lolan yaşamı dolu dolu yaşamak! Güzel anılmak için de yaşamak!
Cahit Sıtkı Tarancı’nın kabullenişinden ders çıkarmayı bundan dolayı önemserim.Hele de içinden geçtiğimiz ve bizi her geçen gün biraz daha boğan gündemlere tanıkken !

‘O kadar çok ki etrafta
Karanlık,
Herkesin gecesi kendine
Yeter..’

Hak vermeyip de ne yapacaksınız TARANCI’ya.

Karşıtını düşünmek Dostoyevski’ye götürür beni :Umutsuz yaşamak hayattan istifa etmektir!
Evet, as’lolan yaşamı dolu dolu yaşamak! Güzel anılmak için de yaşamak!
Çünkü sonsuzluğa yürüyenlerin ardından daha dik,daha kestirmeden ve daha acımasızca sözler söylemek bizim genlerimizde vardır.
Bir insanı sustuğu yerden tanıyabilirsiniz, Cibran'ın sözünü işte tam da burada söylemekte yarar var.
Gerçekten de ‘sustuğumuz’ zaman hakkımızda söylenenler bizi tam olarak anlatabiliyor mu?

Süreyya BERFE tam da bu noktada konuşmalı :

‘’Nasıl biri diye sorarlarsa;beni,baharı ve şiiri sever de!

Bahar geçeli çok oldu.
Hem bazıları için mevsimlerin öneminin olmadığını bilirim.Örnekçe bir şiirinde :

‘’Sen hep aynı iklimde gül bana,mevsimi boş ver’
Derken tüm mevsimleri bir solukta nasıl da silip yok ediyor değil mi Atillâ İLHAN!

***

Ah Flaubert,Canım Flaubert !

‘’ Yaşamın en güzel günleri ‘daha erken’demekle geçer,sonra ‘çok geç’ olur…’’

Sözünü duymuş olmalı Abidin DİNO. Güzin’e durmadan mektuplar yazıp yollaması bundan olsa gerek .Ve bundan olsa gerek ‘çok geç’ olmadan sevgili karısını öpmek,doyasıya öpmek!
5 Haziran 1967 tarihli Abidin DİNO’dan Güzin DİNO’ya yazılan o mektuptaki son tümceyi buraya taşımanın tam da sırası:

‘’Sevgilim seni milim milim öperim….’

Sözü Flaubert’le başlattık, O’nunla sonlandıralım. Dostu Louise Celet’e yazdığı mektupta ,emin olunuz ki bir yazarın yarattığı her şey gerçektir,itirafında bulunur.

Siz gerçeksiniz,yarattıklarınız da gerçeğiniz olarak kalacak.Bu nedenle yutkunmayınız
söyleyeceklerinizi;daha erken, dememek için yapınız bunu…

'Seni yüreğimin dibinden seviyorum' diye söyleyin,durup durup bir daha haykırın sevdiğinize...