Çok Derin Mevzumuz Şiiri - Nebi Ünler

.....
Mevzu yazmak değil de yazılamayanların
Okunması değil mi zaten... Deyipte susuyorum...
Ya kırılır, ya küser tereddütleriyle kazınamayanların
Önce yaraya, sonra da kangrene dönüşmesi değil mi ayrılık,
Aman ha bu mevzuyu kapatalım, aman ha üzülmesin can
Diyemiyoruz; sultanım ve gönlüm, aynalar önünde bir tartılalım.
.....
Parmak uçlarında sanal hayatlarımız, eyer istenirsek
Ve istersek, birkaç tuşla; selam, merhaba, falan filan
Estek köstek, beğeni, yorum ve paylaşımlarla güya destek...
Ortalık dolu çakal, sırtlan, tilki, akbaba, akrep, çıyan, yılan
Keşke önce kendimizin, sonra da onların beyinlerine girebilsek
Meselesi olmayanların yaptıkları patinajlarıyla sarsılan,
Biz olmamak mesele! Gözüm gibi sevdiğim..” keşke hep gülebilsek...
.....
Çok derin de mevzumuz... En güzeli yelkenler fora
Salla tekmeyi beğenene, beğenmeyene, küfür üstüne küfür
Aç koçum Sezen desin; Bir kürek, bir kayık... Gönül hoş ola,
O sahil de kuşlar ve hırçın bir rüzgâr içime püfür püfür
Seviyor mu, sevmiyor mu ey papatya, tüm düşler hayrola!
Çingeneler zamanı’ndan “Ederlezi” gelde maziye tükür
Bu yaz da dolmayacak Aşiyan ve o yanık, çarpık karyola.
Başı ağrıyormuş... Ne iyi gelirdi ona, sürebilsem özel kür.
.....
Ha!.. Birde çıkmayacaksın yoluna EDEP YAHU’cu sanal edepsizlerin
Yaz ve paylaş kelamını, kısmet meselesidir, isteyen okur de geç,
Kumda oynasınlar... Germesin derdi şöhret mağduru, şöhretsizlerin
Ey gönlüm sen yine de seçeceksen, yüreğini öpen o nazlı rüzgârı seç.
.....
Yılgın Yağmur haydi bir kuş uykusuna belki rüya da
Dudaklarından ateş, dudaklarıma ateş şarkısını söylesin
Daldaki kuşlar ve ılık rüzgâr... O ve sen yalnız hülyada
Ey hayatın kör düğümü bir çözebilsem derim; böylesin!!
.....
Dedeoğlu Aşiyansız, Yılgın Yağmur
...............