Çok çalıştık Şiiri - Şerafettin Muş

Şerafettin Muş
2648

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Çok çalıştık

Çok çalıştık

Tarihin bir karanlık döneminde yokluğun yoksulluğun çaresizliğin ortasında sağlıklı nur topu gibi bir çocuğumuz oldu adını cumhuriyet koyduk
umudumuz
hayalimiz
heyacanımız
sevincimiz oldu
nasıl olmasın ki bu fakir haneye yeni bir gün doğmuştu
yeni bir can gelmişti hanemize karanlık dünyamız aydınlanmıştı
bundan sonra hayatımız ikiye böldündü bir yanda eski alışkanlığımız yaşam biçimimiz
bir diyer yanda bizi nelerin beklediği nelerin karşılayacağıni bilmediğimiz bir yenilik oldu hayatımızda
eski bir çok şeyi kaldırdık attık
yeniye attığımız ilk adımların heyacanıyla yola çıktık
yol
okul
hastane
sanayi yaptık
türkce yeni dilimiz oldu
eskiyi hep kötüledik yeniyi bir türlü
kavrayamadık
bilimde
bilgide
kalkınmada çok ama çok çalıştık
eğitimde
sağlıkta
tarımda
sanaide ilerleyecektik bir bilgi toplumu olacaktık derken
tamda bu sırada tatlı tatlı masallarla uyutulduk uyutulmayada devam ediyoruz
bu uyutulmayı hak edecek bizler neler yaptık diye kendimizi sorgulayamadık halada sorgulamış değiliz
biz uyurken bizi uyutanlar özgürlüğümüzün simgesi ve yeniye olan umutlarımızla birlikte cumhuriyeti uluslar ötesi tekellere sattılar kayıtsız şartsız teslim edenler bir baştan bir başa ülkeyi ipotek altına verdiler derken başladı geri sayım bu arada
Soyguncusu
vurguncusu
talancısı
yalancısı
arsızı
hırsızı
soysuzu
namussuzu
hayali ihraatcısı peş peşe türediler adı konmadık bir rezaletle baş başa kaldık
başımıza bela olan bu soysuz rezil kesim devleti kendi çıkarları için sonuna dek orantısız kullandı devlet dediğimiz bu devlet soysuzların sülale devleti olmuştu
astıkları astık
kestikleri kestik
benden başkası tufan diyen bir anlayışla bu günlere geldik
halkım işsiz
güçsüz
yoksul
fukara
eğitimi ve tarımı gerilemiş evine bir ekmek götürememenin utancını yaşayanların sayısı her gün biraz daha artarken
devlet kendi kadrolarını orantısız korudu kolladı sözüm ona hemde laiklik adına demokrasi adına
toplumun utancı olan bu insanlar devletin en üst kademisine getirilerek yolsuzluktan sicillenenler adına ödüllendirildi
başkentimiz olan Ankara tam da bir organıze işler merkezi oldu
milletin efendisi köylü dedikleri köylülerimizi ise
yoklukğun
sefaletin
çaresizliğin
kaderciliğin batağında bırakanlar varlıklarından dahi utanmadılar bu soysuzlar zümresi bırakın türkiyenin hastenelerini dünyanın sayılı hastanelerini dahi beğenmezken derdine derman ararken milletin efendisi diye alay ettikleri köylülerimizi hastene kapılarında uyuz itler gibi kuyrukta beklettiler
en sevdiği varlıkları olan hastalarını iyileştirmek için hacının hocanın kapısında muska yazdırma kuyruğuna soktular ve çağdaş dünya ya karşı bundan da utanmadılar utanç duymadılar birde utanmadan gericilik var diyorlar bu ülkede bu grericilik kimin eseri acaba bir düşünün beyler
Bu durumda devlet zaten ikiye bölünmüş oldu
bir yanda devletin koruduğu kolladığı soyguncu vurguncu tayfası çetesi soysuzlar takımı
bir diyer yanda utanmadan evine bir ekmek götürebilmek için bir iş bulamamanın utancını yaşayan halk
devlet kuruldu kurulalı devletin sırtından geçinen bu asalaklar namussuzlar zümresi devlete olan umutlarımızı toptan yok ettiler
onun için ülkemizde yaşanan her olaydan devleti sorumlu tutan
yine bu işi de devlet yaptı diyenlerin sayısı her gün arttı ve de artmakta inancı ve görüşü ne olursa olsun herkesin ortak düşmanı oldu bu devlet
her on yılda bir darbe yapma utancını yaşadık
kendi gibi düşünmeyen farklılıklara kan kusturmaktayız neden
idamlar
kurulan darağaçları
yargısız infazlar
faili meçhul cinayetler
yurt dışına sürülen sürgünlerimiz
adı konmamış adı duyulmadık işkencelerle zulumlarların bin bir türlüsü yaşandı bu topraklar da
15 lerin katli başta olmak üzere
6 eylül
Dersim katliamı
27 Mayıs
12 Mart
12 eylül
Çorum
Tokat
Sivas
Başbağlar katliamının utancını yaşadık bu ülkede
bizi uyutanların tatlı masalları hala devam ediyor radyolarda gazetelerde televizyonlarda utanmadan avazları çıktığı kadar bağırıyorlar
gericilik
şeriatcılık
bölücülük
kominizim öcüsü yalanları böyüye böyüye geldik bu günlere
bu bozuk pilaklar koro halinde hep eski nakaratları söylediler varlıklarından utanmadan halada söylüyorlar
bu yüzden bir türlü yenilenemedik
umutlarımız
hayellerimiz
beklentilerimiz yarım kaldı hep
bizi yalanlarınan masallarınan tam yüz yıl uyuttular helal olsun
uyandığımızda da yada uyandığımızı zannetiğimizde de yaralı bir toplum olarak hayellerimiz ve rüyalarımız yarım kalmış aptallaşmanın sersemliğiyle kalmıştık
hala bağımsızlık yalanlarıyla avutuluyoruz oysa bu ülkede ne bağımsızlık kalmış ne onur kalmış ne de özgürlük kalmış hepsi bir hayal bir masaldan ibaret
bu ülkede uluslar ötesi tekellerin onayı olmadan hiç bir iş yapamayanların yalan makineleri hala iş başında
kendilerine emanet edilen cumhuriyetin kıymetini bilmeyenler hainler ordusu
emanete ihanet eden soysuzlar takımı unutmayın bu utanç madalyası boynunuzda asılı kalsın ebediyete dek lanetle anılacaksınız
Bu arada değinmeden de geçemiyeceğim
türkce alfabemiz oldu
öğretmenlerimiz var
okur yazar sayımız çok
giyim yaşam tarzımız değişti
tüm bunları sevecektik koruyacaktık böylece de ilerleyecektik ne yazık ki Nasrettin Hocanın ülkesinin insanları olarak bindiğimiz dalı kestik yirmi birinci yüz yılda yüz yıllık bir cumhuriyet olarak hala haydi kızlar okula kampanyasının utancını yaşıyoruz
ağalığın
aşiretliğin
törelerin utancını yaşıyoruz
bu topraklarda huzur demokrasi barış istiyorsak eğer
yalansız dolansız bizlerin en doğru adresi olan yüreklerimizin eleştiri ve öz eleştirisi olmalıdır diyorum
her doğan yeni günün
her sabah yeniden doğan güneşin umuduyla
yaz yaz bitmeyen bu hayat defterine yine eksiğimle
yazım hatalarımla başladım bu konuda hoş görüyle karşılayacağınıza olan inancımla sürçü lisan eyledimse afola

20.07.2013
Dost Şeref

Şerafettin Muş
Kayıt Tarihi : 21.7.2013 05:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Değerli
    İbrahim Değerli

    Çok güzel bir anlatım olmuş ve güzelbir şiir çıkmiş ortaya. Tebrikler
    Selam ve sevgilerimle

    Cevap Yaz
  • Mehmed Sarı
    Mehmed Sarı

    şeref abi işi sosyal analizlere dökmüşsün
    diline sağlık

    Cevap Yaz
  • Selami Tıraşlar Elazığ
    Selami Tıraşlar Elazığ

    Güzel bir konuyu cok detaylı şiirle anlatmışsınız kutlarımm saygılar

    Cevap Yaz
  • Levent Karakaş
    Levent Karakaş

    tebrikler kaleminiz çağlasın yürek sesiniz hiç susmasın şiir tadında güzellikler diliyorum.. tam puan ile selamlıyorum sizi ve şiirinizi..

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Çubuk
    Hüseyin Çubuk

    Bütün Mesele..Emperyalizm..

    Eğer Cumhuriyetin kazanımlarına bu toplum sahip çıkamadıysa ki hiç kuşkusuz çıkamadı..
    Nedeni;
    Halk yurttaşlık ve demokrasi bilincine ulaşamadan emperyalist saldırılara maruz kaldı cumhuriyetin kazanımlarına yapılan sistemli emperyalist saldırılardır.. Ve aynı saldırıyı yapanlar bugün bu ülkeyi bölenlerin ta kendileridir..

    Yani meseleye objektif baktığımız da;
    Gerçekten darbelere karşı çıkmamız gerekiyor ise ki her yurtsever aydın insanın insanlık görevidir, darbenin her türüne karşı çıkmak gerekiyor..

    Eğer bir kısmına, düşmanımın düşmanı benim dostumdur yaklaşımı ile duyarsız kalınıyor ise, o kesim de kendi kazdığı tuzağın kurbanı olur..

    Emperyalizmin bir tek tarifi vardır.. Ve mazlum uluslara yardım etmez!! yardım eder gibi gözükmesi sadece böl parçala yönet politikasıdır... ve bir tuzaktır!

    Düşüncelerimi ifade etmeme olanak sağlayan paylaşımınız için teşekkür ediyorum Sn Muş..

    Saygı ve Selamlarımla..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Şerafettin Muş