Kuşlar yamardın yüzünün yaralarına
Kuşların yaralarına düşler yamardın
Bir hayli kardın camdan bakınca
Kalbini öpünce kar kadardın
Uyudunda büyüdün mü Ankara
Tıpış tıpış yürüdün mü?
Gelincik ordularıyla geçilmiş bir bedendim
Ya da etiyle ateşler alkışlayan
Kuduz köpekler öpmüştüm caddelerinde
Kuşlara çarpınca kırılan kayalarını göğsünün
Bir fotoğrafını öpmüştüm
Çivi nehirleriyle yatmış gibi
Gibi gül bıçaklanmalarının yanında
Kuğular soldu sularda kuyularda Yusuf
Gökte üç elma kaldı kala kala
Kuyular soldu sular da
Ama solmadı soluğunun kaniviçeleri
O öpmelerin arabı solmadı hala
Böylece öğrendim
Sevda kanamalara sağılan bir kumrudur
Göğsüm varamamakla çiçekli bir nar ağacı dağlarda
Şimdi
Bir yağmur sayıklaması akarak bak yamalarımdan
Ay göğsüme yaslanır gibi bir dua
Pul pul dökülsem kapılarına
Dökülsem kanlı bir kalbe değin
Bir kuş siccilin şarkılarını uçsa
Hamurumu aksa bir bıçak
Pul pul dökülsem kapılarına
Dökülsem karışsam sularına
Şimdi bir elif sürgünüysen
Etine cehennem batmış gibi
Sırtlan ısırıkları bütün camlarında
Yine yar içimin denizlerini her sabah
Ve bir firavun unut orada
Unut ne unutulmalıysa asfalt salyalarından daha siyah
Şimdi bir elif sürgünüysen
Etine cehennem batmış gibi
Sırtlan ısırıkları bütün camlarında
Kumdan kaleler yap yıkılsın için
Bir avlanış yığ yüzümün avlusuna
Kamalara işle beni
Beni yuğlara
Yine bozgunlar emzir memelerinden
Alnımı şirazesi yırtılmış bir gülle dağla
Dağla dağlanışlar tünesin kanımı akşamları
Göğsünün tenhalığına değen elim de dağlansın
Bizi ağlansın iki üvelik ötede
Gül bıçaklanmalarının yanında
Ki bıçaklar göğsümüzü
güllerin yürüyüşü sansın…
Kayıt Tarihi : 30.1.2018 22:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!