Taş duvarlardan surlar yapıyoruz hayat çeperlerimizin etrafına. Özelleşip güzelleşme, yalnızlaşıp, yalınlaşma hayalleri kuruyoruz hep birlikte ama tek tek..Yüksek katlı binalardan dört duvarı kendimize özel, odaları tek tip hücre evler olan daireler alıyoruz avuç dolusu paralar ödeyerek.
Hayallerimizin içine bizi yoran hiç kimseyi sokmak istemiyoruz.
Zamanla komşu komşunun külüne muhtaçtır lafları da anlamını yitiriyor.Zaten kimsenin de külle işi kalmıyor artık.Merkezi ısıtma sistemiyle ısınıyoruz. Uzaktan ısıtma yöntemi yani. Güneş bile yüz çeviriyor bizden.
Yanıbaşımızdaki hiçbirşey ilgimizi çekmiyor. Zira tüketmeye oradan başlıyoruz.Hep bir başka şeye ulaşma arzuzu, sahip olduğumuz hiçbir şeye anlam katmıyor. Yetinmenin ne demek olduğunu yetim kalmadan öğrenemiyoruz. Bizim olan herşeyden şikayetçi olmaya başlıyoruz.
-arabamızdan,
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta