Sormazken sen,
açıveren güller..
Ah okyanus altın kumsalı, süpürüver şen şakrak dalgalarını!
Sevgiliyi ulaştır, yansıt sevdiğini!
Nefretini çocuk, dizginle;
ada’dan doğru yön verdin kendine,
şevkli yelken direği!
Kavramazsın uğuru!
İlk bir dalga geldi yalpalattı da onu
sanırsın uçacak.
Sıkı tutundu ve
bir dalga,
ikinci,
gelmedi..
Çocuk masalı
buğulu bir tiyatroda başladı.
Sonra büyüdü çocuk
ve olgunlaştı
Ama miktarını
saflığın muhafaza edemedi,
Edemedi,
ve hep işte bu!
….. Sevinç,
tabiattır!
Ah şu kırları
koşarak inen küçük kız! !
Sen yok musun!
ve tiyatro ışıkları, haydi!
Açılın, saçılın! !
buzda buz dansı var..
Karakış mezbahasında
da vardır o bileği
bükülmez ukte!
en azından ne olduğunu bilen’e!
Bu, kıkırdayan bebek;
gerçek sevgi ya da çocuk masalı
gibi –zırlamayıp
-masum bir şey..
Ya şu hayaleti dolanan ikincil bir nefesine kibir, gurur.. saltanatının ne demeli;
orda da masal evi.. On üçünde pembeleşen bulutlar..
çıktığınca Güneş ve onun doğum anında,
gün batarken..
Akın AkçaKayıt Tarihi : 4.2.2005 05:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ama şiirin adını bilemedim işte...
ne demek Akın?
Çocum Sal'ı...?
TÜM YORUMLAR (2)