Çocuktum, ufacıktım,
Top oynardım acıktım,
Yolda buldum bir erik,
Kaptı bir ala geyik
Ve ardından ben gittim
Az gittim uz gittim
Dere tepe düz gittim
Evet, çocuktum
Ufuklardan ibaret sanırdım dünyayı
Ve şimdi sığmıyorum ufuklara.
Ötelerin ötesini arıyorum.
Bir dağ başından aşıyorum,
Ovalardan geçiyorum,
Umutla uçuyorum bilinmeze doğru.
Sonra anlıyorum
Bu evrende bir zerre olduğumu.
Gözümün önünden geçiyor şimdi,
Ağustosta buğday derdiğim yamaçlar.
Ve ardından soğuk bir ayran,
Kurtarır beni bütün yorgunluklardan.
Baharı müjdeler şimdi,
Bizim oralarda
Portakal ve limon çiçekleri.
Biz de hayatın baharındaydık.
Sarı papatyalar takardık boynumuza.
Dört yapraklı yoncalar arardık,
Dilek tutmak için,
Bulamayınca için için ağlardık
Elimizden kayıp giden
Çocukluk aşklarımıza.
Nerede gelincik çiçeğinden yaptığımız gelinler?
Nerede bahar yağmurlarıyla ıslandığımız günler?
Yağmur yağıca dünya yıkandı derdim.
Tertemiz dünyaya, tertemiz duygularla bakardım.
Kim kirletti benim dünyamı, cevap verin bana?
Bu ağaçlar neden siyah?
Neden siyah karanfiller ve güller?
Tertemiz bir kalp taşıyan ben.
Bugün ne haldeyim.
Bütün yaratılanları sevdim
Ve döndüm durdum etrafında.
Sevmek suç olsaydı, dönmek suç olsaydı,
Döner miydi dünya güneşin etrafında
Ve güneş
Kapılır mıydı o ilahi aşka?
Nerede benim gençliğim?
Nerede ayna karşısında geçirdiğim saatler?
Nerede rüzgarda savrulan saçlar?
Nerede taştan taşa atladığım yamaçlar?
Şimdi içtiğim suyun
Soğukluğundan korkan ben,
Yağmurlarla yıkandığım günler nerede?
Tepe tepe kullandığım gençlik nerde?
Geride kalmakta sıkıp suyunu çıkardığım taşlar,
Geride kalmakta ilk aşklar,
Geride kalmakta gençlik be arkadaşlar.
16 05 1998
Kayıt Tarihi : 28.12.2007 22:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrikler.
ALA GEYİK
Çocuktum,ufacıktım,
Top oynadım,acıktım.
Buldum yerde bir erik,
Kaptı bir Ala Geyik.
Geyik kaçtı ormana,
Bindim bir ak doğana.
Doğan, yolu şaşırdı,
Kaf Dağından aşırdı.
Attı beni bir göle;
Gölden çıktım bir çöle,
Çölde buldum izini,
Koştum, tuttum dizini.
Geyik beni görünce,
Düştü büyük sevince.
Verdi bana bir elma,
Dedi,dinlenme,durma.
Dağdan yürü, kırdan git,
Altın Köşke çabuk yet.
Seni bekler ezeli,
Orda dünya güzeli.
Bin yıllık çile doldu!
Bunu dedi, kayboldu.
Yedim sırlı elmayı,
Gördüm gizli dünyayı.
Gündüz oldu,geceler;
Ak sakallı cüceler,
Korkunç devler hortladı,
Cinler, cirit oynadı.
Kesik başlar yürürdü,
Saçlarını sürürdü.
Bir de baktım, melekler,
Başlarında çiçekler.
Devlere el bağlıyor,
Gizli gizli ağlıyor.
Kılıcımı çıkardım,
Perileri kurtardım.
Kurtardığım periler,
Adım adım geriler,
Kanadını açardı,
Selam verir, kaçardı.
Az, uz gittim, dolaştım,
Altın Köşke ulaştım.
Bir kapısı açıktı,
Öteki kapanıktı.
Kapalıyı açarak,
Açığa vurdum kapak.
At önünde et vardı,
İt, ot yemez ağlardı;
Otu ata yedirdim,
Eti ite yedirdim.
Açtım bir elmas oda;
Dev şahı uykuda
Gördüm, kestim başını,
Dedim, Ey dev nerede?
Nerede Dünya Güzeli?
Dedi, Elinde eli!
Döndüm, baktım. Bir Kırgız
Elbiseli güzel kız.
Durmuş, bakar yanımda,
Şimşek çaktı canımda.
Güldü, dedi, Türk Beyi!
Tanıdın mı geyiği?
Kimse, beni bu devden
Alamazdı. Ancak sen,
Kaya deldin, dağ yardın,
Geldin, beni kurtardın.
Ah o imiş anladım,
Sevincimden ağladım,
Dedim, Turan Meleği!
Türkün yüce dileği!
Yüz milyon Türk bu anda
Seni bekler Turanda.
Haydi, çabuk varalım,
Karanlığı yaralım;
Sönük ocak canlansın,
Yoksul ülke şanlansın
İndik, iti okşadık,
At sırtına atladık.
Geçtik nice dağ, kaya,
Geldik Demirkapıya.
Kapanması, çok yıldı,
Açıl!„ dedim, açıldı.
Yol verince gizli yurt,
Aldı bizi Bozkurt,
Kaf Dağından geçirdi,
Türk Eline getirdi.
Ziya GÖKALP
TÜM YORUMLAR (1)