Biriktin, çoktun, şimdi azsın...
Tenine çarpan ilk akşam serinliği, ısırgan otu
Yazın sessiz vedasıdır
Genç ayaklardaki terlik şıkırtılarının seyrelişi
Gündüz güneş ve hasta otlar çoğaltır sarışınlığı
Kalabalık, zavallı yalnızlığının kandırmacası
Anlayamazsın...
Çıplak bedenine ince bir örtü sar...
Üşürüm, uzaktan baktıkça
Büyüklerin hayatı tatilci çocuklarınkine benzemez
Ve kumsaldaki keyifli koşulara
Dalgın ayaklar yıkar kumdan sarayları
Gözyaşları, aklın kandırmacası
Dondurmanın üşüttüğü çocuk dil
Pelteleşince susar...
Çocukluk bir yana, olgunluk bir yana...
Üç beş adım sonrası yorgunluğun
Ebelemeceden değil
Alnına ben çizmedim hınzır çizgileri
Kollarım, uzaklara cüce
Aşktır çocuksu olan...biz büyüğüz
Yine oynayalım dersen yalnızlıktan
Üşüdüm, söyleşerek yüreklerimiz ısınsın dersen
Ve desen ki, gel sarıl bana...
Duvarın önündeyim...
Ellerim takvimin Eylül yapraklarında
Bilirsin, son bahar ilkince sevimli gelir bana
Guguklu saat iki kez çalar en çok
Yine seni hatırlarım
Ve ilk, Eylülde omzuma düştüğünü saçlarının
Aşkın ölçüsünü sorsalar
Kalbimin yükselen ritmidir derim
Düşündükçe olgunlaşır aşkım
Seni ben, geçen yıllardan bile çok severim...
Kayıt Tarihi : 16.4.2019 22:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
05 Eylül 2001
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!