(Şemistan Elizamanlı – İğid Esker dinliyorken dökülenler...)
.....
Zaman zaman kulaklar da ki kağnı gıcırtısına
Eşlik eder uzak, çok uzaklardan köpek sesleri...
Bir anlam veremeden ay’ın, yıldızların fısıltısına
Bin heyat! Çocukluktan sürgün ihtiyar nefesleri!
.....
Arasıra babamın meses’ine Cumali’miz, Acar’ımız
Sessiz türküler söylerlerdi sanki, ağır ağır çekerken...
“Guzum, eniş in, yokuş çık, alın teri... Yok kaçarımız!”
Derken baba, fark etmedik, çocukluk’dan vazgeçerken!
.....
Gözlerin Çatalkaya, Murt Pınarı ve Çay’a pek hasret
Baldırını dalamıyor dikenler... Şalvarının cebi boş...
Ergeç kavuşacaksın Mavera’ya gidenlere, az sabret
Miraç’a çıkan Muhammed’de tadmış, Ölüm olmalıdır hoş!
.....
Kimler aldı, kimler çaldı seni, hey çocukluğum
Gayrı güneş; Ağlıboğaz üzerinden doğmuyor...
Yılgın Yağmur babasız, anasız ve köysüz çocukluğun
Aşiyan’sız güneş; Çanaklı’nın üzerinden batmıyor!
.....
Balkonumuz da bir cam kafese cocukluktan sürgün,
Kozan’sız ve Aşiyan’sız yorgun bir kalb, aşksız çarpmıyor...
.....
Aşiyansız, 26.11.20 – 17.20 Y.Y.
................
Kayıt Tarihi : 26.11.2020 18:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!