Çocukluk hatıralarımdan Şiiri - Mikdat Bal

Ben de her insan gibi, bir zamanlar küçüktüm.
Yaramazdım, zekiydim, afacan bir çocuktum

Talebelik yıllarım,Sene dokuzyüz yetmiş
Başıboş Sorumsuzdum, Babam gurbete gitmiş

Dedim kendi kendime Var mı başına vuran
Bu yazın sıcağında ezberlenmez bu Kur'an

Arkadaşlarım dedi Kalk Rizeye gidelim
Şöyle sahile doğru bir seyahat edelim

Zaten kaçmak isterdim bir kaç arkadaş buldum
Artık yola koyulduk onlara öncü oldum

Çaykara, Of, Rizeden gitik Hopa ya kadar
Dönülmez yola girdik Dört yaramaz kafadar

Çocukluk arkadaşım Mehmet Pamuk, Ali Boz
Yolda bize eklendi Ekrem Dere açıkgöz

Arhavi de gezerken Kapıldık bir sarhoşa
Yirmi gün dört arkadaş kürek salladık boşa

Çalıştırdı zor işte Güneş altında yaktı
O cimri adam bizi günlerce aç bıraktı

Bu hal dayanılmazdı Bir gün bıraktık işi
Sanki her hakka sahip greve gittik dört kişi

Tenekeler üst üste Bir gürültü koparttık
Her şeyi göze aldık çalışmıyorduk artık

Evinden, ta uzaktan Patron bizleri gördü
Hemen tarlaya geldi is başına diyordu

Nedir derdiniz dedi, Yemek ver acız dedik
Aç halde çalışılmaz en son dün öğlen yedik

Komşulardan utandı hemen evine koştu
Elleri titriyordu dünden kalma sarhoştu

Biz yemek bekliyorken Aldı geldi bir tepsi
Birkaç “ztirikta” yaptı iste yemeğin hepsi

Anladık ki yemek az, Hemen saldırıverdik
Tepside ki yemeği birden kaldırıverdik

Başka yemek var diye Ali Boz yavaş yedi
Bir de dönüp baktı ki aniden yemek bitti

Alinin bu haline çok eğlendik çok güldük
Oylece akşam ettik yorgun argın döküldük

Kendine faydası yok Patron kahvede içer
Zil zurna sarhoş olur sonra evine geçer

Gelir nara atarak Ağzında bir pis koku
Herhalde hastalandım Der, Mikdat beni oku

Tatlı uykumdan beni Kaldırırdı her gece
Pis kokan Ağzı köpük sırıtırdı delice

Çekerdim bir besmele geri kalanı Lazça
Sövmeme amin derdi, sanıyordu arapca

Bu komik halimize Arkadaslar gülerdi
Şüphelenmesin diye bir yandan amin derdi

Hakkı yenmesin diye Ekrem bir yalan attı
Başladı ağlamaya göğe çıktı feryatı

Patron dedi neyin var Dedi hastadır babam
Bu gün çayı satarken haber verdi akrabam

Paramı ver gideyimYetişmem lazim dedi
Helal olsun uyanık, hesapı kesti gitti

Ekrem gittikten sonra üç gün daha çalıştık
Bitsin diye sabrettik ne de olsa alıştık

Hakkımızı istedik pazara gelin dedi
Pazarda kaçıverdi hakkımızı vermedi

Akşam evine gittik, o hala gelmemişti
Bizden kurtuldu sanıp, o gün çok içki içti

Gece eve gelince bir kavgadır başladı
Evine aldı diye karısını haşladı

Sabah aynı hikaye yine gittik pazara
Sözde bankada imiş, yanında yoktu para

Bankaya girdi çıktı Sonra gittik denize
Günlük otuz konuştuk, yirmiden verdi bize

Dedik hakkımızı ver, dedi yakarım sizi
Uçurumu gösterdi burdan atarım sizi

Hemen geri çekildik aklımıza şaşarım
Aklıma her vurdukca o günleri yaşarım